Trabzonspor ilk defa rakibine üstünlüğünü kabul ettirdiği futbol ile ilk yarıyı tamamladı. Bursaspor’un golüne kavuştuğu pozisyon bile Bursaspor’un oluşturduğu pozisyon değildi. Ama gel görki sadece Olcan, Olcan, Olcan...
Bursaspor öne geçene kadar tamamen Trabzonspor’un üstünlüğünü kabul etmiş, savunmaya çekilmiş futbolu tercih etti veya etmek zorunda kaldı.
Henrique ne kadar gol atarsa atsın, yetenekleri kısıtlı olan futbolculardan. Pozisyonları harcadığı gibi kendi kalesinde golü atan da o oldu.
Mağlup duruma düşen Trabzonspor’da futbolcular birden sinirli davranmaya başlayınca sarı kartlar havada uçtu. Bursaspor bu sinirlilikten faydalandı ve daha cesaretli oynamaya başladı. Hatta pozisyon üstüne pozisyon buldu.
Ama şu bir gerçek ki Trabzonspor ilk yarıda bugüne kadarki en iyi futbolunu sergiledi. Son saniyede; hak ettiği gole Olcan’la kavuştu.
Mustafa Hoca, Bamba’nın atılacağını düşünüp Kadir ile değişiklik yapıp olaya müdahale etti. Trabzonspor’un oyun ve pas açısından kötü olduğu söylenemez ama “arı vız vız, bal yok” misali pozisyon bulmakta, bulduğunu kullanmakta sıkıntı çekildi.
61’inci dakikada hiç alakasız bir gol yiyerek mağlup duruma düşünce Trabzonspor’un kolu kanadı kırıldı. Orta sahada kimse koşmuyor, böyle olunca galip gelme şansı tamamen bundan öncekiler gibi şansa kalıyor. 90’da atılan beraberlik golü için de şans dakikası diyebiliriz..
Olcan çok şahsi oynayarak, Colman oynuyormuş gibi yapıp, camiayı kandırarak, Malouda hiç oynamayarak takım arkadaşlarına bence haksızlık yapmaya devam ediyor. Trabzonspor futbol olarak hak etmediği çok maç kazandı, ama Bursaspor maçında hakikaten uzun süre iyi oynadı.
Ve yemin ediyorum ben hoca olsam Henrique’yi oynatacağıma Adrian’ı santrfor oynatırım. Ne fark eder ki, Henrique de nasıl olsa koşmuyor. Hatta Emre üzerinde bile dururum. Zaten beraberlik golünü de genç Emre attı. Oynat Emre’yi, hiç değilse geleceğe yatırım yapmış olursun.