Galatasaray futbol oynamıyor. Çünkü Sarı-Kırmızılılar’ın sadece 3 futbolcusu var sahada. Muslera, Sneijder ve Podolski’yi çıkarınca, geriye PTT 1. Lig’de şampiyonluğa oynayacak bir takım kalır.
Bursaspor karşısında Galatasaray’ın ne orta sahası vardı ne de savunması. Hakan Balta yılllarca istemeye istemeye sol bek oynadı. Stopere çekilince kendine geldi. Yeniden milli takıma yükseldi. Ama dün gece gene sol bekteydi...
Orta sahada Selçuk İnan ile Jose Rodriguez oynuyor. Selçuk koşuyor, didiniyor, uğraşıyor ama kapasitesi bu kadar. Tek başına orta sahayı ayakta tutmaya yeterli değil. Jose Rodriguez’in ise verdiği beş pastan üçü rakibe, ikisi de yanındaki futbolcuya!
İleride Burak, resmen akıllara zarar! Adam 30 yaşını devirdi, hala her maçta 5-6 kez ofsayta düşüyor. Aklı başında herkes sezon başında “Forvet lazım” derken, Hamza “Burak’tan iyi forvet mi bulacağız?” demişti. Burak gol attı atmasına ama; başrolde yine Podolski vardı.
İkinci golü atan Yasin de bir parlıyor, bir kaybolup gidiyor. Sürekli olarak birebirde adam geçmeye çalışıyor ama bir türlü geçemiyor. Süratini de kullanmıyor. Sahada yokları oynuyor.
Eğer bir takım bu kadar eksik ve etkisiz ise, gol ancak rastlantılara kalıyor. Tabi bu arada Sneijder ile Podolski olmasa, o rastlantılar da gerçekleşmeyecek. Nitekim Galatasaray, Pordolski’nin ayağından ilk golü buldu. Maçın ikinci golü ise Yasin’den geldi. Bilardo masasında atılan bir gol gibiydi. Sabri getirdi ortaladı, Bursa savunmasına çarptı, Yasin dokundu ve gol oldu. Golden sonra Sabri’nin kendini yuhalayan seyirciye dönüp öfke dolu gözlerle bakması ve başını sallaması, maçın en trajikomik hareketlerinden biriydi.
Sabri, Podolski’nin attığı golde de asist yaptı. Onun için, bu geceye “Sabri’nin gecesi” demek doğru olabilir!
Galatasaray ikinci golü attıktan sonra Bursa kalesine maç boyunca gidemediği kadar rahat gitti. Üçüncü golü aradı ve Burak’la buldu.
Dünkü skor aldatmasın. Galatasaray bu futbolla ilk 3’e girerse mucize olur. Onun için, devre arasında mutlaka transfer yapmak zorunda.