Cumhur İttifakı'nda gönül beraberliği, Millet İttifakı'nda ise sekiz benzemez var.
Cumhur İttifakında AK Parti, MHP, BBP...
Millet İttifakı'nda CHP, İP, SP, Gelecek, DEVA, DP, alttan/yandan HDP, FETÖ...
Millet İttifakı'nda, CHP'nin yanında iğreti duran 5 siyasetçi var; Akşener, Karamollaoğlu, Davutoğlu, Babacan ve Uysal.
İğreti duruyorlar çünkü CHP'nin zihniyeti ile bu beş ismin bugüne kadar geldiği çizgi asla paralel olamaz.
Bir defa CHP, tek parti döneminin zalimidir. Özde halk partisidir ama halkın inancına, mana köklerine, giyimine kuşamına düşmandır.
Ezanla oynayan, Fethin sembolü Ayasofya camiini müzeye çeviren, mütedeyyin insanlara "gerici", "yobaz" diyen, bundan utanmayan, sıkılmayan zihniyet sahiplerinden söz ediyoruz.
Kılıçdaroğlu, "helalleşelim" derken asla samimi değil.
Neden mi?
Çünkü o helalleşmeden bahsederken CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Padişah Vahdettin üzerinden, hem de İzmir'in kurtuluş günü, hem de işgalci Yunan'ın düşmanlığından hiç bahsetmeden Osmanlı'ya/ecdadımıza saldırıyor.
Samimi değil çünkü bu mason şahsın, diğer 5 muhalefet partisinin seçmenini açıkça rencide ettiği, üzdüğü, kırdığı ortada iken şu saate kadar Kılıçdaroğlu, Soyer'e bir laf etti mi? Etmedi...
Etmez çünkü sadece samimiyetsiz değil. Aynı zamanda Tunç Soyer'le zihniyeti aynı...
Keza, seçim öncesinde camilerde Kur'an okuyan İmamoğlu da samimiyetsizdir.
İBB CHP Grup Sözcüsü Tarık Balyalı, Meclis toplantısında Sultan Vahdettin'e hakaret etti ve "Kendisini İngiliz'e teslim etmiş, bu ülkeden kaçmış, Milli Mücadele'nin karşısında durmuş. Vahdettin bizim için bir haindir" dedi.
İmamoğlu'nun da bu şahsa bir cevabı olmadı. Olamazdı da... Çünkü İstanbul kar altında iken İngiliz Büyükelçi ile balıkçıda kendisi vardı.
Şahsen ben en çok Saadet Partisi tabanının halet-i ruhiyesini merak ettim.
Akşener'in daha önce olduğu gibi geçiş taksimleri yapacağını biliyordum.
Nitekim Tunç Soyer için "Bunlardan kaçınmamız lazım. Bu tür hüküm cümleleri genelde toplumu rahatsız eder. Dolayısıyla gerek yoktu. Bizim cenahın, altılı masanın yöneticilerinin, hepsinin daha sağduyulu daha dikkatli olmasında fayda var." dedi.
Ama Saadet Partisi cenahından gerçekten "işte Milli Görüş çizgisi bu" dedirten açıklamalar geldi.
Saadet Partisi Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi ve Eyüp Sultan İlçe Başkanı Emre Ustaosmanoğlu kitabın ortasından konuştu:
"Bu toprakların değerleriyle uzaktan bile alakası olmayan mason Tunç Soyer ve hesap sorması gereken öncelikle CHP'nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'dur. Sonrasında, zaten bu millet 9 Eylül'de Tunç Soyer'in dedelerini nasıl denize döktüyse bu zihniyeti de denize dökecektir. Unutmayın! Siz bu Cumhuriyetin cürufusunuz."
"İBB Meclisi Sultan Vahdettin'e hakaret etme yeri değildir. Osmanlı'nın mirası bu topraklarda, Osmanlı'ya hakaret edenlerin yeri yoktur. Bu hainleri çatısı altında barındıranlar da aynı ihanetin içerisindedir. Tarık Balyalı; ya bu milletten özür dile ya da istifa et."
Saadet Partisi İzmir İl Başkanı Mustafa Erduran da şu tepkiyi verdi:
"Biri ecdadıma küfreder, diğeri dinime söver, öbürü kültürümü yok sayar, bir diğeri de PKK'ya destek verir. Bu zihniyetin millet ittifakında yeri olamaz."
Mahcup tepkiler dedim. Çünkü sadece tepki.
Üstelik Genel Başkan Karamollaoğlu sessiz.
Sanki tabanı yatıştırmak için konuşuluyor gibi.
Neden samimi insanlar, sırf Erdoğan nefreti yüzünden Osmanlı düşmanları ile Ayasofya'nın aslına, camiye çevrilmesinden rahatsız olanlarla birlikte yürümekte ısrar ediyor?
Ne zamana kadar yaban ellerde dolaşacaklar?