Geçtiğimiz gün, Saadet Partisi uzun yıllardır oturduğu evinden çıktı.
Seyrettiğim haber, içimde 30 yıllık bir hatıra defterini yeniden açtırdı. Gece 11'de binerdik Ankara otobüsüne, sabah Balgat'ta, 8'deki toplantıya vaktinde yetişebilmek için. En güzel elbiselerimizi giyerdik, başörtülerimiz ütülü, pabuçlarımız boyalı, çantalarımızda peynir ekmeklerimiz. Kalacak yerimiz olmazdı, varsa bir iki milletvekilimizin evinde yer yataklarında, 32 kişi yattığımızı da bilirim. “Sizin biriniz 10 kişiye bedeldir” derdi Erbakan Hocamız. Azdık ve yoksulduk. Ama bize hiçbir yer dar, hiçbir iş zor gelmezdi. Biz gemisini karadan yürüten Fatihlerin torunuyduk.
Ankara ve özellikle Balgat çok hızla değişti, büyüdü. Bizler yaşlandık. 90'lardaki Refah’lı, Fazilet'li günlerde heyecanla gittiğimiz Genel Merkez binasını şimdi git bul deseler bulamam. Saadet Partisi'nin taşınma haberini seyrederken, ah dedim içimden o merdivenlerin dili olsa da konuşabilseler.
Aklıma 2010 yılında Numan Kurtulmuş'un Saadet'ten ayrılırken yaptığı veda konuşması da geldi mesela. Numan Beyi ve arkadaşlarını partide istemeyenler, iftar baskınlarından, kayyum atamaya kadar her yolu denemişlerdi. Oysa kol kırılır yen içinde kalırdı. Kardeşlik esası, bize Allah'ın emriydi. Biz siyaseti ‘cihad’ şuuruyla yapan bir harekettik. Şimdi nereden çıkmıştı bu işler. Neticesinde, Numan Kurtulmuş ve arkadaşları, İslami kardeşlik esaslarını çiğneyen feci yöntemlerle çıkartıldılar Saadet Partisi'nden... “Tüm arkadaşlarımıza duyuruyorum, teşkilat binalarından tek bir kalem bile almadan ayrılacaksınız” talimatıyla, Numan Bey'in genç kadrosu ayrılmış, parti, her türlü yenilikten rahatsızlık duyan duayenlere bırakılmıştı.
Aradan hızla geçen 9 yıl, Saadet Partisi'nde yeni bir taşınmaya getirdi takvimleri. Numan Beyin Erbakan Hoca'ya, partiden ayrılmadan evvel söylediği rivayet edilir: “Hocam” demiş, ''Şimdi biz gidiyoruz ama bizi göndermek için her türlü zulmü reva görenler, bizden sonra sizin evlatlarınızı da bu partiye kolay kolay sokmayacaklar”... Böyle demiş mi bilinmez ama Fatih Erbakan'ın ve kardeşlerinin yolları, Saadet Partisi'nden ayrı düşmüş. Numan Bey’i partiden çıkartanlar, Hoca'nın evlatlarına da rahat vermemişler. Geçtiğimiz günlerde Rahmetli Erbakan hocamızın vefat yıldönümünde beraberdik; Fatih Erbakan, Elif Erbakan ve Ayşenur Tekdal ile. Erbakan Vakfı olarak çalışmalarına devam ediyorlar.
***
Saadet Partisi, son mahalli seçimlerde özellikle İstanbul ve Ankara'da kilit rol oynadı. Saadet'in oyları AK Parti'de olsaydı, bu son krizleri yaşamayabilirdik. Saadet inatçılık etti, gitti CHP ile ortaklık etti. Ama AK Parti de hatalıydı, Saadet'i yeterince ciddiye almadı, hatta zaman zaman kırıcı dışlayıcı oldu. Saçma sapan bir inat uğruna İstanbul ve Ankara'da bu depremi yaşadık.
Temel Karamollaoğlu Bey’in Çamlıca Camii hakkındaki sözleri de bir tür ‘taşınma’. Söylem bazında deyip geçilmesin, zira siyasette retorik, düşünsel yapıyı taşır. Jest sahibi ve centilmen kişiliği ile tanıdığımız Temel Bey'in Kıbleye yönelip namaza duracak insanlar için açılmış bir camiyi eleştirmesini anlayamadım ben. Vallahi çok üzüldüm. Tamam ayrı partilerdensiniz. Tamam mimari zevkini güzel bulmadınız. Tamam da. Cami, İslam mührüdür.
Hasılı, hayat taşınmalar üzerine kurulu büyük bir imtihan...