CHP'nin yeni parti sözcüsü Deniz Yücel, "Gazze'deki İsrail saldırılarının, Hamas'ın, bir gece sivillere yönelik yaptığı saldırılarla başladığını da unutmamak gerekir" deyince bir anda Saadet Partisi'den Rahmetli Erbakan'ın çizgisine denk bir tepki geldi.
"Bir anda" diyoruz çünkü CHP'nin yeni genel başkanı Özgür Özel de, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de aynı lafı ettiler.
Onları hatırlatmadan önce kanaatimce Saadet Partisi tabanının yüreğine su serpen gelişmeyi yazayım.
Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı Ömer Faruk Yazıcı, dün yaptığı açıklamada, CHP Sözcüsü Deniz Yücel'in, İsrail'in saldırılarından Hamas'ı sorumlu tutmasına şu tepkiyi verdi:
"Sayın Yücel, bildikleriniz, yanıldıklarınıza yetmiyor. 75 yıldır sistematik şekilde bir halkı toptan imha politikasına girişen terör rejimi İsrail'in katliamını bu şekilde mi meşrulaştıracaksınız? Hâliniz, İstiklal Mücadelesi zamanında Kuvâ-yi Milliye'ye ateş püsküren manda himayeci işbirlikçilere benziyor. Kendinize gelin..."
Biz, "Saadet Partisi, CHP'ye koltuk değnekliği yapamaz, kendinize gelin" diyorduk. İnşallah, bir daha düşünürler.
Saadet Partisi evet, neden bu kadar gecikti?
Özgür Özel, 4 Kasım'da CHP 38'inci Olağan Kurultayı'nda, "Bir terör örgütü olan Hamas'ın, bir gece yarısı attığı füzelerle yaptığı katliam, bunu araçsallaştıran İsrail'in devlet terörüne dönüştü demişti."
Meral Akşener de İsrail'e vurur gibi yaparak Hamas'ı terör örgütü ilan etmişti. Partisinin 25 Ekim'deki meclis grup toplantısında dediği şuydu:
"Netanyahu, bir savaş suçlusudur, bebek katilidir. Sivilleri, çocukları öldüren Natenyahu terörüyle, müzik festivalinde gençleri tarayan Hamas terörü aynı şeydir. Ve sıfatına bakılmadan hak ettiği gibi bir katil, bir terörist gibi muamele görmelidir."
Saadet Partisi; bu acımasız, merhametsiz, vicdansız yargılara sesini çıkarmadı.
Özgür Özel'in, Akşener'in duruşu, milletimizin duruşu değildir.
Türkiye'nin problemi; muhalefetin, dışarının/yabancıların ağzı ile konuşmasıdır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Meclis'teki dünkü konuşması, İYİ Parti ve CHP'nin yüzüne indirilmiş tokat gibidir:
"Çok açık ve net söylüyorum. Biz, birileri rahatsız olacak diye, Hamas mensuplarının, işgal politikaları karşısında vatanlarını, izzetlerini ve canlarını korumaya çalışan direnişçiler olduğu gerçeğini dillendirmekten asla çekinmeyiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, bebek katili İsrail'in soykırımını meşrulaştırmaya çalışanlara verdiği en güzel cevaba gelelim:
"Birileri çıkıyor müstevlilere karşı Milli Mücadele'yi sevk ve idare etmiş bu yüce çatı altında, işgalcilerle vatanlarını savunan insanları bir tutabiliyor. Sayıca çok az da olsa, ülkemizdeki bazı kesimlerde gördüğümüz bu tavrın altında yatan sebepleri biz gayet iyi biliyoruz. Kimi korkaklıktan, kimi tıynetinin bozukluğundan, kimi satılmışlıktan, kimi ideolojik sapkınlıktan hakikati göremiyor, görse de umursamıyor. Zalimle mazlumu eşitlemek, zalimi aklamaktır.
"CHP ve bazı ortaklarının yaptığı tam olarak budur. Açıkça İsrail yönetimini savunamadıkları için direnişçileri 'terör örgütü' ilan ederek, canileri temize çıkarmaya çalışıyorlar.
"Milletin ruh ve değer dünyasından kopukluk, bunların genlerinde vardır. Biz bu zihniyeti, 40 yılı aşan siyasi hayatımızın her bir aşamasında defalarca karşımızda bulduk. 27 Nisan bildirgesinden 367 garabetine, partimize yönelik kapatma davasından MİT krizine, FETÖ'nün 17-25 Aralık girişiminden 15 Temmuz ihanetine kadar demokrasiyi, milli iradeyi ve milletin egemenliğini hedef alan tüm teşebbüslere aleni destek verenler hep bunlardı.
"Tek parti döneminden bu yana aktörler değişti, söylemler değişti, genel başkanlar değişti ama CHP'nin faşist kodlarında en ufak bir değişim olmadı..."