Hatay Dörtyol’da yaşanan tartışmalı teşhis Türkiye’de haberciliğin nasıl yapıldığı daha doğrusu yapılmaması gerektiği konusunda çok öğretici oldu. Görüntüleri her kanal kendine göre yorumladı, en çok da apolet sökme meselesinin üzerinde duruldu. Hatta Radikal dün manşet haberinde apoletin sökülmesinin milletvekili oğlunun işini kolaylaştırmak için yapıldığını iddia etti. Can sıkıcı bir görüntüyü yorumlarken bile medyanın objektif olması gerekir. Apolet söktürme orada teşhis yapanların işini koylaştırmaz aksine zorlaştırır.Bir tartışmada bir komiser, birden çok polis memuru varsa, doğru teşhis için apoletin sökülmesi gerekir. Öyle bir durumda silahların bırakılması da doğru bir karardır, bir anlık sinir, cinnet can sıkıcı sonuçlara yol açabilir. Olayda en olmaması gereken ve kabul edilemeyecek cümle “Küfretse bile ağzınızı açmayacaksınız” cümlesi, nedense onun üzerinde duran yok. Popülizm sapması kolay bir yoldur ama medyanın böyle bir lüksü olamaz. O görüntüleri doğru yorumlamak ve doğru aktarmak gazeteciliğin birinci kuralı değil mi?Bizde tam aksi yapılıyor ve doğru yerini popülizm kolaycılığına bırakıyor...
Ha dış politika ha sigorta değiştirme
Dış politikada yorumculuk yapmak ne kadar kolaymış meğer. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Özel Kalem Müdürü Gürcan Balık, günlerdir ekrandaki yorumcuları seyredip, isim vermeden bu kadar da olmaz twitleri atıyor. Stratejik derinlik falan anlamam ama anladığım birşeyi söyleyeyim. Çok fazla seslendirilen Lazkiye merkezli Nusayri devleti senaryosu var ya, meğer Lazkiye’de kesin bir mezhepsel ağırlıktan söz edilemeyecek kadar kozmopolit bir nüfus yapısı varmış. Evde sigorta değiştirmekle dış politika yorumculuğu arasında bir fark kalmadı galiba... Sizce bu nomal mi?