ABD şiddetli yaptırımlarla Rusya’yı kendinin istediği sınırlar içerisine çekmek isterken, Rusya yeni hamlelerle ABD’nin planını bozma senaryoları üretmekte. Aslında ta başından itibaren bu konuda ABD’nin ataklarının sonuç veremeyeceğini yazmıştım. Rusya kamuoyunu doğru okumak ve Putin profilini iyice araştırmak, ABD için en önemli ders konusu olmalıydı.
Herkes Rusya’nın geri adım atacağını beklediği zaman, Rusya bir taraftan Brezilya, Hindistan, Çin, Güney Afrika’nın dahil olduğu ekonomik bir birlik platformu oluşturabildi. Ayrıca buna paralel Şangay İşbirliği Örgütündeki etkisini kullanarak yeni üyelerin oraya girişine temin edebildi. Artık Şangay İşbirliği Örgütünde Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Tacikistan, Çin gibi devletlerin yanı sıra Pakistan, Hindistan, İran da temsil edilecek. Azerbaycan, Ermenistan, Kamboçya gibi devletler partner, Belarus ise gözlemci olacak.
Ciddi hamle olarak yorumlanan bu tablo, Rusya’nın lehinde bir durum sergilemektedir.
90’ların başında Sovyetlerden canını kurtardığı için sevinen eski Sovyet blokundaki ülkeler bile, Rusya eksenli merkeze “hayır” diyemiyor. Sadece bu mu? Rusya’ya karşı koyamamak, sadece korku unsuru olarak görülmüyor. Orta Doğuda; ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İsrail eksenli tek taraflı jeostratejik hamlelerin sonucunda, Avrasya coğrafyasındaki devletlerin kendilerini garantiye almalarının tek yolu olarak, bu gücün şemsiyesi altında olmayı görmekteler.
Bir zamanlar “Rusya ile asla olmaz” diyenler bile, “Rusya olmadan mümkün değil” diyorlar. Hem de bunu sadece Rusya’dan korktukları için değil, bu muallak tabloda Orta Doğu sonrası, ABD’nin Avrasya coğrafyasında da yeni haritalar çizebileceği ihtimali üzerine kendini korumaya alma içgüdüsüyle yapmaktalar.
Rusya’nın tehditlerden korkmayacağını, ekonomik yaptırımlarla toplumun Putin’e karşı ayaklandırılamayacağını doğru tespit edemeyen Amerika, aslında yeni ve agresif Rusya’nın mimarıdır gibi!
ABD; bir zamanlar, baskıcı rejimlerden yorulmuş toplumlarda olağanüstü bir sempati ile anılardı. Halen sempati duyanların var olması ve Orta Doğu’daki senaryoları; İslam karşıtı eylemlerdir. İslam gibi son ve en mükemmel dini, terörle aynı kefede göstermekle, ABD eksenli Batı zihniyeti, demokrasi ve özgürlükler adına yürüdüğü platformu kaybetmesine engel olamıyor. En azından onlara bir zamanlar inanan toplumlar nezdinde! Rusya’ya sevgisi olmayanların bile, Moskova ağırlıklı politikalara yanaşması ise başka ve yeni bir hüsranın başlangıcıdır. Putin’in söylediği son fikirlerine ise katılmamak mümkün değildir. “Avrasya birileri için satranç oyunu yeri değildir. Burası bizim yaşadığımız yerdir ve kimseye buranın nizamını bozmaya izin vermeyeceğiz”
Birçok siyasi duruşunda haksız olan Rusya’yı, haklı duruma sokan ABD, Orta Doğudaki yıkıcı ve sadece kendi menfaatlerine dönük pervazsız kurgularının sonucundan onur duyabilir...