İsveç; Rusya’nın nükleer tehdidi üzerine NATO’yu yardıma çağırdı. Rusya’nın, tüm NATO sınırlarına giren ülkelere karşı nükleer saldırıya geçebilme ihtimali giderek artmaktadır.
Rusya’nın, Nikolay Petruşev gibi önemli bir isminin kalkıp da ihtimaller üzerinden “Rusya’nın nükleer gücünü devreye sokabileceğini” dile getirmesi tesadüf bir durum değildir.
Nikolay Petruşev, Rusya’nın Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri’dir. Adeta NATO ülkelerini alarma geçirecek, nitelikli korku senaryosu tahayyül etmesi, Rusya’nın devlet olarak her türlü alevin içine girebileceğinin de sinyali olarak görülmeli.
Petruşev; “eğer NATO bizimle çatışmak isterse ve Rusya’nın yok edilmesi planından vazgeçmezse, biz Baltık ülkelerini işgal edeceğiz. Türkiye ile aramızda olası bir savaş halinde, Türkiye’yi desteklerse nükleer gücümüzü dünyaya sunmuş oluruz” diyerek saçmalıklarını devam ettirmiş.
Petruşev’in böyle bir beyanda bulunması, öncelikle Rusya’nın kendine yönelik operasyonlarının önünü kesme çabasıdır. Esasında karın ağrısı ABD’dir ve dünyanın, ABD patronluğunda ömrünün devamını istemiyor.
Rusya için savaş esasında “var olmak” için gerekiyor ve Putin yenilgiyi sevmiyor. Rus halkı nezdinde lanse edilen propagandanın içeriğine baktığımızda, toplumun savaş haline getirildiğini görmemiz mümkün. Gerçi farklı düşünenlerin ve aklıselimin var olduğunu da, her defasında yazmaktayım.
Bu çok önemli bir avantajdır Rusya için. Putin’in ekibi, Gorbaçov’u çok eleştiriyor. Batılılara kandığını, NATO’nun Doğu’ya kadar uzanmayacağı sözüne güvendiğini, tarihi hata olarak görüyor. Putin daha da ileri giderek, Lenin’in yaptığının saçmalık olduğunu da söylüyor. Dolayısı ile önümüzdeki Rusya, esasınsa Çarlık Rusya’sının ideallerini kendinde barındırdığını bize her defasında göstermektedir.
Putin, kendini Çar olarak görüyor ve dünyada yeniden esas muhatap haline gelme çabasındadır.
Son günlerde Lavrov’un, Gürcistan’ın Pankisi Vadisi ile ilgili beyanları da dikkat çekicidir. Rusya tekrar Pankisi Vadisi’ne inmeyi kafaya koymuş gibi bir hava hâkim. Israrla, Pankisi Vadisi’nde terörist olduğunu demesi, ısrarla Gürcistan yönetiminin de böyle bir durumun olmadığını savunması, hatta Gürcistan Devlet Başkanı’nın Pankisi’yi ziyaret etmesi, ulu orta orada halkla temasta bulunması bile Rusya’nın terörist arayışı için Pankisi’yi hedef göstermekten vazgeçirmemiş gözüküyor.
Rusya büyük ihtimalle, Pankisi Vadisi bahanesi ile Gürcistan’a girmeyi düşünüyor. Peki neden?
Rusya; NATO çemberini, kendinin kontrolünde dizayn edilen çemberle donatacak gibi. Obama’nın bir şey yapmayacağı ve Rusya’nın, Amerika’daki yeni seçimlere kadar mümkün olan her şeyi yapma niyetinde olduğu bellidir.
Rusya, Gürcistan’da dolaylı var olsa bile, bu Türkiye ile Azerbaycan ve Kafkasya arasına tampon bölge yaratma arzusuyla da yorumlanabilir. Şimdilik ihtimal olarak gözükse de en küçük ihtimalin bile gerçekleşme ihtimalini de göz önünde bulundurmamız şarttır.
Rusya; Türkiye’yi provokasyona çekmekte ve savaşa itmekte kararlı. Bu bir tuzak ve Türkiye’nin bu dalgalı dönemde Deli Petro’nun torunundan uzak durması gerekiyor.
Okyanusta büyük dalga geldiği zaman başını dik tutarsan, seni büyük dalga yutar. Lakin dalga geldiğinde, suyun altında saklanırsan, dalga sonrası tekrar boy gösterme şansın her zaman vardır.
Bu dönemde Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Gürcistan’ın daha da mutedil durması şarttır. Küçük bir kıpırdama, Rusya’nın yeni hareket alanını oluşturabilir. Bunu yazarken, “Rusya’dan korkalım” havasında hiç değilim. Rusya’yı kendi çöküşüyle baş başa bırakalım ve enerjiyi ilerideki kurguya harcayalım diyorum. Ayrıca Türkiye’nin bu aralar, mevcut sorunlar dışında yeni sorunlarla uğraşması gerekli değil. ABD’yi Rusya ile bırakalım, yapmak istediğini kendisi yapsın. Lakin bu coğrafyada yeni hamlelerin kurgulanmasının gerekli ve bazı tezlerin de yanlış olduğunu da görmemiz lazım. Avrasya Baharı’nın tetiklendiğini görmemiz lazım ve eğer bunun önüne geçemeyeceksek, buna göre hazırlıkların yapılması da önemsenmeli...