NATO Rusya’ya, Rusya NATO’ya benzer yalanlar uydurmakta uzlaşmış gözüküyor. İkisi de birbirlerinin gözlerinin içine baka baka yalan konuşmakta. Amerika’nın başını çektiği NATO, Rusya’yı ileride önündeki engel olarak gördüğü ve bu engelin ABD’nin istediği formatta ortadan kalkmasını arzu ettiği aşikardır. Rusya ısrarla “bizim Sovyetler Birliği oluşturma arzumuz yok ve etrafımıza tehdit değiliz” beyanlarına rağmen, tüm gayretlerinin eski şanına yeni versiyonu ile ulaşmak olduğu nettir.
Aleksandr Dugin gibi ideolokların, “Rusça konuşan tüm coğrafya ve halklara hitap etmeliyiz ve bunun yolu, bu halklar ve topraklarla birleşmekten geçer” beyanı, tamamen Rusya’nın bakış açısının işaretidir.
NATO genişleme isteğinin, biraz da Rusya’nın bu tandansına ters bakan, eski Sovyet kampüsünün üyeleri olan devletlerin korkmasına da bağlı olduğu görülmektedir.
Her ne kadar Rusya’nın; Ermenistan, Tacikistan, Belarus, Kırgızistan gibi müttefikleri olsa da, bir takım meselelerde onların bile desteğini alamamasını doğru okuyamadı. Rusya Kırım’ı işgal etti. Bunu yaparken “Kosova” örneğini ballandıra ballandıra anlatmaya başladı. Lakin bu durum bile kuşkusuz Ermenistan ve Belarus gibi müttefiklerine, Kırım’ı Rusya toprağı gibi tanımasına yol açamadı. Gerçi bu müttefikler, bu durumu işgal olarak görmedi.
NATO’nun son zirvesinde alınan kararlar, Rusya’da günlerdir yeni analizler yapılmakta ve yeni siyaset üretmek adına ortam oluşturulmaktadır. Günlerdir NATO’nun, Doğu’yu hedef alan genişlemesi sonucunda, “Rusya-ABD arasında yeni dünya savaşına yol açacak kırılmaya neden olur mu?” sorusu işlenmekte.
Sovyetler döneminde CIA’nın, SSCB aleyhindeki kitabı pek hevesle okunurdu. Şimdiki analistçileri okuduğumuzda, Rusya’nın ABD’ye bakış açısının değişmediğini görmekteyiz. Lakin ABD’li strateji uzmanlarını okuduğumuzda da, Rusya’nın haksız yere tedirgin olmadığını da anlamaktayız.
Anlaşılan o ki; ABD - Rusya çekişmesi, coğrafyanın kaderinde olumsuz olayları pekiştirecektir.
Suriye’de; Rusya’yı alanda isteyen ABD’nin, ilerideki aşamalarda tavrını merak etmemek elde değildir.
Ukrayna’nın akıbeti, Orta Asya’da yeni olayların içeriğine işaret olacaktır. Bunun da müsebbibi; ABD’nin “tek güç olma” ihtirası, Rusya’nın ise “bu dünyanın ağalığını ABD’ye bırakmama” hırsıdır.