Sovyet döneminde Rusya’da “karalar” ifadesi kullanılmaktaydı. Genellikle siyah saçlı, kara gözlü oldukları için Kafkasyalı ve Orta Asyalıları ötekileştirmek amacıyla kullanılıyordu, bu kavram. Söz konusu bölgelerden Moskova’ya veya Rusya’nın diğer büyük şehirlerine gidenler “karalar” denilerek ötekileştiriliyordu. Elbette hala Rusya’da bu düşüncenin aksine inananlar azımsanmayacak oranda. Özellikle de aydınlar olaylara adilane yaklaşıp, insan bazlı düşünmeye çalışıyor.
Ancak bütün bunlar bir yana, imparatorluk geleneğine sahip ülke olmasına rağmen Rusya’nın günümüzde de bu ırkçı bakıştan kurtulamadığı hatta ülkede ırkçılığın son zamanlarda kasıtlı olarak arttırıldığına ilişkin iddialar giderek çoğalıyor. Zira Putin’in başkan oluşuyla milliyetçi Rusların alanı, gözle görülür biçimde genişlemiştir. Öyle ki göreve getirilen isimler arasında etnik Rus ve milliyetçi kişilerin varlığı dikkati çekmektedir.
Devlete ait medya kuruluşları, önceden de Rus halkının, Orta Asya ve Kafkasya kökenli insanların Rusya’da çalışmasından rahatsızlık duyduğuna ilişkin konuları programlarında ele almaktaydı. Ancak bu konunun son günlerde özellikle ve kasıtlı olarak işlendiğine ve ülkede bilinçli olarak gündem oluşturulduğuna şahit oluyoruz.
Örneğin Rus gencin katil zanlısı Azerbaycan uyruklu Orhan Zeynalov isimli kişiyle ilgili Rus medyası ve Rus yetkililer, bir kaç gündür inanılmaz tutum izlemekte, deyim yerindeyse şov yapmaktalar. Katil zanlısı ilan edilen Orhan Zeynalov’un insan hakları hiçe sayılarak, özel kuvvetler tarafından İçişleri Bakanı’nın huzuruna canlı yayınla çıkartılması hayli düşündürücüdür.
Herkes biliyor ki, Rusya’da bu tür olaylar belki hergün olabiliyor. Suç zeminin boy gösterdiği bir ülke için bu hiç de sansasyon yaratacak olay değildir. Dolayısıyla günlerdir dünya medyasına bile konu olan bu durum, Rusya’da kasıtlı olarak ırkçılık atmosferinin oluşturularak arttırılması için özel bir isteğin olduğuna dair izlenim vermektedir. Bu olayla, “ acaba” dedirten çok ciddi soru işaretleri ortaya çıkmıştır.
Mesela;
“Acaba Rusya, bu tür baskılarla Azerbaycan’a bir mesaj mı veriyor?”
Gümrük Birliği meselesinde Ukrayna’ya açıkça baskı yapan Rusya, zorluyor görüntüsü vermeden “acaba Azerbaycan’a farklı yöntem mi uyguluyor?”
Bilindiği gibi Rusya, büyük oynamayı seven ve imparatorluk hayallerini daima zinde tutan bir devlettir. Tartışma konuları kesinlikle zeytin ekmek içerikli olmaz. Rus devlet milliyetçiliği temasını da ayakta tutan husus budur. Dünyaya hükmetmek veya kendisiyle hesaplaşmak Rusya için önemli ideolojik duruştur.
Eski Sovyet Cumhuriyetlerinden ekmek parası için en rahat gelinebilecek ülkenin Rusyan olduğu hiç kimse için sır değil. Bu bir taraftan avantaj, diğer yandan ise dezavantajdır. Tabii ki, bu çalışkan insanların varlığı Rusyalıların hayatlarını kolaylaştıran durumdur. 150 milyonluk nüfusu olan bir ülkenin yeme içme sorununu ancak gece-gündüz olumsuz şartlarda çalışan insanlar giderebilir. Rus yetkililer de bu durumun farkındalar ama yine de dışarıdan gelenlere çifte standart uygulamaktalar.
Bir taraftan çalışmak istemeyen ve alkol hayranı, gençliğinin uyuşturucu sorununun farkında olan toplum. Diğer yandan özellikle eski Sovyet Cumhuriyetlerinin bağımsız adımlarını sınırlı tutma gayreti içerisinde bulunan devlet anlayışı.
Öte yandan Rusya’ya ekmek parası için gidenler, gerektigi zaman Moskova’nın bu cumhuriyetlere Rusya’nın baskı argümanı dahi olabiliyor. Rusya, Moldova’ya “Avrupa’ya eğilimin olursa şaraplarını ülkeme sokmam” diyor. Ukrayna’ya “Avrupa ile anlaşırsan pazarım yüzüne kapanacak” diyor. Ermenistan’a “Bana mesafeli durarsan Dağlık Karabağ ile ilgili hoşuna gitmeyen tavır sergilerim” diyor. Taciklere “Çalışmaya gelenlerini bir gece içerisinde geri gönderirim” diyor.
Son günlerdeyse Rusya, Orhan Zeynalov isimli Azerbaycanl’ıyı katil zanlısı olarak sunup, etnik zeminde kargaşa ortamı oluşturuyor. Elbette ortada bir suç varsa, cezasının olmasını hiç kimse yadırgamaz. Fakat bu konunun işlenişi ve oynanan senaryo çok komikti. Her gün sokaklarında onlarca insanın öldürüldüğü ülke için hiç de inandırıcı olmadı.
Rus aydınları da ülkelerinin bu ikilemini anlamadıklarını dile getiriyor ve sık sık “Eğer imparatorluk iddiasındaysanız o zaman mahalli duyguların anlamı nedir” sorusunu kendi yönetimlerine soruyorlar. Zira Rusya, “günümüzde yeniden imparatorluk hayalleri için hangi ideoloji tercih edilmelidir” sorusuna cevap aramaktadır.