Şangay Birliği ülkeleri ile Bişkek’te gerçekleştirdiği toplantının yekun belgesinde bile Suriye konusunda Rusya politikalarının desteklenmesi ,Çin ve toplantıya davet edilmiş İran başkanlarının da desteğini alarak ABD ye direnen profil ortaya koyması, Rusya için bu aşamada vazgeçilmez idi.
Putin, Obama’nın ardından Amerikan toplumuna seslendi. Ve ABD’nin ayrıcalığının olmadığını ,seçilmiş bir toplum hiç olmadığını, her bir insanın Yaradan tarafınca eş haklarla yaratıldığını vurgulayan konuşma metni ile Amerika’nın iç politikasında bile kendisine destek arayışına girdi. Bu tutum Rusyanın siyaset anlayışına zıtlık teşkil etse de, Rusya bile değişmek zorunda kaldı.
Suriye konusuyla ,yeniden jeopolitik meydana taraf olarak çıkan Rusya, bu durumu sadece Suriye politikalarındakı kesin tutumu için değil, hemde Rusya’nın eskiden oldugu gibi ABD ile masada tarafa çevrilmesi konusu için de değerlendirmektedir.
Rusya, kendisinin hesaba katılan bir siyasi durumun oluşmasını uzun zamandır kovalamaktaydı.
Suriye konusuyla bu durum netlik kazandı. Çünkü bu hususta İran ve Çin gibi taraftar ekibi belirleyebildi. Eskiden beri bu üçlü aynı zihniyyetle hareket etse de, önce Mısır, ardından Suriye meselesi dünyanın bu hususta tek renkli tavır sergilememesiyle kendilerine fırsat tanıdı.
Gezi olayları Rusya’ya yaradı
Aslında Gezi olaylarıyla başlanan sürecin, Türkiye’nin itibarsızlaştırma gayretlerine hizmet etmesinin bile bu durumla bizzat alakası oldugunu görmek gerekiyor.
Birileri israrla Türkiyenin Orta Dogu eksenine oturmak istemekle , Türkiye’nin ayrıcalık gerçeğine gölge salmayı tasarıladı. O güne kadar, renksiz gözüken Rusya ve İran’ın meydana gereken araç olarak çıkması birazcık düşündürücüdür.
ABD bir taraftan kendi imajını zedelemek, diğer yandan da Suriye ile tedirgin kararsızlık göstermek istemiyordu. Rusya’dan gelen teklif, ABD için yeni bir fırsat oldu.
Diger taraftan ise Rusya’nın meydana, jeopolitik güç olarak geri dönüş heyecanında oldugunu gözlemekteyiz.
Bişkek’te gerçekleşen Şangay İş Birligi toplantısına davet edilen İran başkanı Ruhani, Rusya başkanı Putin’i ülkesine resmi ziyarete davet etti. İran, Suriye konusundakı tutumuyla zaten ABD nin kendisine yönelik planların önüne geçme veya bu zamanı uzatarak yeni fırsatları oluşturma gayretindedir.
Bu anlamda Rusyanın destek aldıgı Çin ve İran faktörü küçümsenilmeyecek kadar anlamlıdır.
Rusya kendi güneyini önemsemektedir ve tüm tehditlerin başlangıç noktası olarak algılamaktadır. Bu nedenle Kafkasya’daki gelişmeleri bizzat kontrole alma zamanının geldiğine inanıyor.
ABD’ye duyduğu kinin arkasında çöktürülen Sovyetler Birliği senaryosunun yanısıra, Rusya’nın etki alanını daraltma ve onu küçümseme yaklaşımıdır.
ABD, Rusya özellikle başkan Putin için tehdit menbasıdır. Ve bu tehtidi Suriye’de, Mısır’da daha nerelerde yok etmek gayreti içerisindedir. Rusya’nın siyaset anlayışında, insan merkezli politikalar hiç bir zaman öncelik olmamıştır. Bu, Rusya’nın devlet felsefesine zıt bir durumdur. Suriye’de ne kadar insanın ölümü değil, Rusya’nın menfaetleri neyi gerektiriyorsa o tutumu önemseyen bir tavrı sergilemektedir. Zaten o nedenledir, Rusya gittigi her yerde sadece zor baskı ve tehtit yollarını kullanmaktadır. Diğer taraftan, Rusya’da bu sadece Putin anlayışı degil. Rusya’da hangi parti olursa olsun, hangi siyasi harekatı temsil edirse etsin, ekonomik durumu ne olursa olsun, dünyadakı imajı için her konuda boy göstermek esas temel hedeftir. Bazılarının Rusya’nın bu tutumuna sempati ile bakmasının arkasında ise, Batı’nın ikiyüzlü politikaları yatmaktadır. ABD demokrasi ve adalet felsefesini ya kendisine ,ya da İsraile uygun olarak uyguladıkça, Rusya’nın bu tutumu başka kuyruk acısı yaşayanlar için alkışlanan bir durum olacaktır. Zaten Rusya’nın bu kadar sertleşmesinin nedenlerinden biri, bu gerçeği iyi değerlendirmesindendir .
Rusya mümkün olan en uzun süre Suriye meselesine müdahil olmaya, bu konuda boy göstermeye gayret edecektir. Kendi menfaatleri hususunda garanti yolu gören andan itibaren, tutumundan vaz geçeçektir. Çünkü Rusya’nın siyaset anlayışında ilkeler degil, menfaetler esastır. Onu bazılarınca sevimsiz kılan husus ise budur.