ABD'nin Afganistan'dan çekilmesi, Rusya'nın eski stratejilerine çeki düzen vermesine neden oldu. Taliban'ı, resmi anlamda "yasaklanan terör örgütü" olarak tanımasına rağmen, yeni dil ve üslup geliştirme gayreti içinde. Afganistan'ın istikrarı ve düzeni için düzenlenen Rusya ağırlıklı toplantılara, hep Taliban temsilcileri davet ediliyordu.
Lakin Rusya yeni süreçte kavga yapmak istemiyor. Tam tersine, bu yeni süreçten nasıl kazanarak çıkmanın peşinde. Çin'in perde arkasından Afganistan sürecinde rol alması, Pakistan'ı görünür kılıp, kendisini gölgede tutması, uzun zamandır Rusya açısından takip edilen tablodur. Rusya, Afganistan'daki ABD'nin çekilmesini, Çin ve Pakistan açısından kazanç olarak anlıyor. Buradan nasıl yeni pozisyon elde etmenin de yollarını, Orta Asya ve merkezi Asya'daki ortakları ile pekiştirme gayreti içinde. Tacikistan ve Özbekistan'ın giderek daha fazla odaklanacağı açıktır. Rusya'nın başını çektiği Kolektif Güvenlik Anlaşması, örgütün sınırları içerisinde Afganistan sürecine yeni stratejiler üreteceği açıktır. Uzun zamandan beri ortak tatbikatlarla Rusya, hem bir taraftan kendi sınırlarını korumaya almaya çalışmakta, diğer yandan da özellikle oradaki pozisyonuna güç katma peşinde. Rusya uyuşturucu trafiği olarak Afganistan'da Taliban dönemini kritik görüyor!
DAEŞ tarafından olası saldırı girişimleri nedeniyle de, merkezi Asya hattını sağlama almak istiyor.
Taliban'ı tanıtıp, tanımlamasını BM ile bağlantılı yapacaktır. Ama açık gözüken, asla karşısına almak istemiyor! Hatta yol açıcı gözükmek, krizden fayda çıkarmak açısından, faydalı tutum olarak benimsemiş durumda.
Çin ile ittifak halinde olmasına rağmen, tek başına Çin'in bölge hâkimiyetini kendi açısından tehlikeli görüyor. Bu nedenle Türkiye ile bu süreçte ortak çalışma gibi tutumunu görürsek şaşırmamamız gerek!
Afganistan enteresan süreç...
Rusya'nın burada ciddi anlamda geçmişe dönük sancısı söz konusudur. Bu sebepten Rusya; yeni süreci maceracı olmaktan ziyade, pragmatik tutum ile yeni stratejiler üretmek istiyor. Orta Asya'nın güvenliğini, kendi güvenlik sorunu olarak anlıyor ve geleceğe yönelik oradaki hâkimiyetinin anahtarının da, merkezi Asya'daki Türk Müslüman coğrafyadaki kalıcı varlığı ile belirlemeyi düşünüyor. İşte tam da bu sebepten, Orta Asya'daki Türkistan coğrafyasındaki stratejileri, Türkiye'nin nasıl pozisyon sergileyeceği etkileyecektir. Rusya bu bölgede de işbirliği çabasını, daha reel politik kavram içerisinde sergileyecektir.