Bugün Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin 15. Günü. Savaşan iki tarafın da kaybettiği, Türkiye gibi iki ülkeyle de ilişkisi bulunan üçüncü tarafların zarar gördüğü, ABD ve İngiltere'nin ise ellerini ovuşturduğu artık herkes için netleşti.
Faillerin, hesapların ve tuzakların üzerini örten sisin kalkması uzlaşı için sağlam bir zemin oluşturuyor.
Bugün Rusların da Ukraynalıların da çok sevdiği, her yaz geldiği, "hatırlayınca içimiz ısınıyor" diyerek tebessümle hatırladığı Antalya'dan güzel haberler alacağız inşallah.
İki ülke arasında bakan düzeyindeki ilk teması sağlayan Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu, Rus Dışişleri Bakanı Lavrov ve Ukraynalı mevkidaşı Kuleba'yı Antalya Demokrasi Forumunda bir araya getirecek.
Toplantı tarafların arzusu üzerine üçlü gerçekleşecek.
Bu demektir ki Rusya da Ukrayna da Türkiye'nin dengeli, gerçekçi ve yapıcı tutumunu görüyor ve Ankara'ya güveniyor.
Çünkü Türkiye gerilimin yükselmesinden bu yana iki tarafa da itidal tavsiye etti, iki tarafla da konuşmayı sürdürdü. Kırım'ın ilhakını reddettiği gibi Rusya'nın Ukrayna'yı işgalini de net ifadelerle reddetti.
Ama "Rusya'dan da Ukrayna'dan da vazgeçmem" demekten de vazgeçmedi.
Şimdi SSCB'nin eski aile fertleri olan iki komşu ülkenin savaşarak halledemedikleri sorunları çözmeleri ve savaşı bitirecek bir uzlaşı noktasına gelmelerini için çaba sağlayacak.
Şüphesiz bunu yapacak tecrübeye, beceriye ve iyi niyete sahip Türkiye.
**
Rusya ve Ukrayna uzlaşma noktasına geldi mi peki?
Evet, ikisi de hesap hatası yaptığını görüyor ve bitirmek istiyor.
Antalya'dan uzlaşma kararı çıksa da değişmeyecek bir gerçek var: Rusya saldırgan ülkedir. Ukrayna'ya saldırarak uluslararası hukuku çiğnedi. Yüzlerce çocuğun, iki binden fazla sivilin, çok daha fazla insanın ölümüne neden oldu. Afganistan'ı, Irak'ı... işgal eden ABD başkanları gibi Putin de bundan dolayı yargılanmalıdır. Nokta.
Öte yandan şu da bir gerçek: Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ve yönetimi büyük bir tecrübesizlik ve öngörüsüzlükle ne yazık ki Ukrayna'nın mahvına sebep oldu.
Kendi coğrafi ve tarihi gerçeğinden koparak, Batıya güvenerek hata yaptı Zelenskiy.
NATO'nun dağınıklığını, Avrupa'nın lidersiz ve vizyonsuz kaldığını, Brexit'le beraber İngiltere-ABD arasında pekişen Anglosakson ittifakını, ABD'nin Çin korkusunu, Rusya'yı yıpratmak, Çin'i yavaşlatmak için fırsat kolladığını anlamadı.
Soğuk Savaş hariç Amerika Birleşik Devletleri'nin tarih boyunca SSCB/Rusya ile hiç savaşmadığını, bundan kaçındığını, üçüncü tarafları savaştırdıktan sonra paylaşım için masaya oturduğunu akıl etmedi.
ABD'nin Rusya işgaline karşı Afganistan'da Taliban'ı, Taliban yönetimine karşı ABD yanlısı Afganları; Irak'ta İran'a karşı Saddam'ı, Saddam'ı devirirken Iraklı Kürtleri; Suriye'de müttefiklerini, "Esed gidecek, kimyasal silah kırmızı çizgimizdir" deyip Suriye muhalefetini nasıl "sattığını", stratejik ortağı Türkiye'ye karşı PKK terör örgütünü silahlandırdığını, FETÖ ajan örgütü eliyle ülkede işgale kalkıştığını hatırlamadı. Olanlara bakıp Ukrayna için ibret almadı Zelenskiy.
Ya ne yaptı?
Rus ordusu saldırırsa ABD'nin NATO'nun ve AB'nin kendisini yalnız bırakmayacağını, Ukrayna için savaşacağını, Putin'e gününü göstereceğini sandı.
Fena yanıldı. Yaşadığı hayal kırıklığını, öfkesini her gün dile getiriyor. İdrak düzeyi arttıkça Zelenskiy'nin yüz ifadesinden kendisini suçladığı da okunuyor.
Olan ortada. NATO yani ABD Ukrayna için savaşa girmedi, Moskova'yı caydıracak askeri girişimde bulunmadı. Hatta Moskova'yı cesaretlendirecek şekilde Rusya ile savaşmayacaklarını, asker göndermeyeceklerini, Ukrayna'nın hava sahasını uçuşa kapatmayacaklarını, Ukrayna'ya savaş uçağı vermeyeceklerini resmi olarak ilan etti Batı ittifakı.
ABD ve Avrupa ülkelerinin uyguladığı ekonomik ve siyasi yaptırımlar orta ve uzun vadede evet Rusya'yı yıpratıp yorsa da Rus ordusunu durdurmaya yetmiyor. Rusya'nın yorulması NATO'nun ve ABD'nin işine yarıyor. Olan Ukrayna'ya, ölen Ukraynalılara oluyor.
Zelenskiy işte bunu idrak ettiği için Ukrayna Dışişleri Bakanı'nı Antalya'ya gönderiyor. Uzlaşmaya çok yakın.
**
Putin de hesap hatası yaptı ancak o bazı sonuçları göze alarak girmişti zaten Ukrayna'ya.
NATO'nun Rus sınırına dayanması, nükleer de dahil olmak üzere askeri yığınakları artırması ve eski Varşova Paktı üyelerini de içine alarak mütemadiyen genişlemesi Moskova'yı bir şey yapmaya zorluyordu.
Öte yandan 2008'de Gürcistan'a girip Güney Osetya ve Abhazya'yı kopardığında, 2014'te Kırım'ı ilhak ettiğinde, Suriye'de alan genişlettiğinde ABD ve NATO bunu birkaç kınama ve yaptırımla savuşturmuştu. Bunu onu cesaretlendirdi.
Ukrayna'ya girdiğinde de benzeri bir tepkiyle karşılaşacağını öngördü Putin, aşağı yukarı da öyle oldu. Beklemediği bir sonuç olarak Rus ordusunun performans düşüklüğü sayılabilir.
Üstelik BM başta olmak geniş bir hatta sırtını yasladığı Çin'in üzerine abanması, ekonomik ve askeri açıdan devasa büyüklüğü, 145 milyon Rus nüfusuna karşı Çin'in bir buçuk milyarı bulan nüfus üstünlüğü gibi sebepler Rusya'yı Avrupa ile siyasi ekonomik iş birliğine, ABD ile istikrarlı bir dengeye zorluyordu. Hala zorluyor.
Ancak Ukrayna işgaliyle bunun önünü kestirmiş, var olan networkünün dağılmasına ya da en azından zedelenmesine sebep olmuş, 90'lardan beri Rusya ile ilişki kuran Avrupa ülkelerini ABD'nin korumasına girmeye zorlamış oldu Rusya.
Bunlar kayıpları. Hesap hataları.
Öte yandan işgal sayesinde Ukrayna'nın burnunu sürttüğünü, Batı'nın imkansızlığını ona gösterdiğini, bu aşkın tek taraflı olduğunu ispatladığını, kendi himayesine girmeyecekse de "tarafsız bölge", "gri ülke" olmayı kabul etme noktasına getirdiğini, savaşın daha fazla sürmesinin, sokak savaşına dönüşmesinin yine ABD/NATO'ya yarayacağını düşünüyor Putin.
Dışişleri Bakanı Lavrov'u Antalya'ya bu nedenle gönderiyor.
Çavuşoğlu'nun da masada olmasını Lavrov'un istediğini not edelim bu arada.
**
Rus ve Ukrayna heyetleri daha önce Belarus'un Brest bölgesinde üç tur görüştü ama geçici ateşkes dışında kalıcı bir sonuca varılamadı.
24 Şubat'ta başlayan savaşta taraflar arasında hükümet düzeyinde ilk resmi görüşme bugün Antalya'da olacak.
Peki masaya hangi şartlarla oturacak taraflar?
Kremlin'in talepleri net:
· Ukrayna'nın NATO'ya üye olmayacağını ilan etmesi ve bunu anayasasına yazması.
· 2014'te ilhak ettiği Kırım Yarımadası'nın Rus toprağı olarak tanınması.
· Dohetsk ile Luhansk'taki "halk cumhuriyetlerinin" bağımsızlığının kabul edilmesi.
Kiev ise çatışmalar durdurulsun, Rus askerleri Kırım ve Donbas dahil Ukrayna topraklarını terk etsin, diyor.
Tarafların uzlaşmaz görünen taleplerinde nasıl esneyip uzlaşacağını göreceğiz. İnşallah bugün Antalya'dan güzel haberler alırız.