Putin Rusya’sı üzerinden, yeni Rusya siyasi tarihine bakıldığında, karşımıza net şu manzara çıkmakta. Rusya yeniden eski gücünü, küresel sisteme perçinleme isteği taşımakta.
Sovyetler Birliği çöküşünün arkasınca sonsuz sayıda, liberal demokrat isimlerin Rusya siyasetinde etkin hale gelmesi, Amerikan enstitüleri tarafından desteklendi. Medya özellikle Batıcı mantaliteyi ön plana çekti. Rusya’da ekonomik olarak ciddi sorunlar yaşandı. Neredeyse açlıkla karşı karşıya gelen bir Rusya modeli çıktı karşımıza.
ABD ve beraberindeki Batı ittifakı, böyle bir Rusya’yı derinden destekledi.
Rusya’nın Batı ittifakını önemseyen oligarkları devreye girdi. Rusya’nın tarihi, Sovyet tarihi masaya yatırıldı, inkâr edenler, yok sayanlar moda haline geldi. Rusya’da zengin elit, Batı ile ittifak halinde olanlar ekibinden oluştu. Medya Soros’la iyi ilişkiler ağını kurabilenlerin inisiyatifine geçti.
Putin hâkimiyete getirilene kadar. İlginç olanı, Putin gelirken, önce ABD’den dolaylı rıza alındı. İlk başta çok güzel ilişkiler bağı gösterildi. Putin ve oğul Bush arasında ciddi bağlar kuruldu. NATO’ya Rusya’nın gözlemci statüsünde kabulü söz konusu oldu. Neredeyse sınırlarına kadar genişleyecek konuma kapı açacak bir ortamla karşı karşıya kaldı, Rusya
Putin iktidara muktedir olduktan sonra ise, farklı bir sayfanın yavaştan açılmasına şahitlik etmeye başladık. Putin giderek güçlendi! Çevresini ve hükümeti, Çarlık Rusya’sı modelini benimseyenlerle doldurmaya başladı.
Çarlık Rusya’sı ideolojisi ve tüm değerleri, Putin Rusya’sının esas temel taşını oluşturmaya başladı. Din ve kilise devletin tüm siyasetinin içinde ve merkezinde yer almaya başladı. Putin; Rusya’nın Avrasya’da, esas ana temel devlet olması için yeni ittifaklar arayışına girdi.
Eski Sovyet devletlerini etrafına toplama konusunda hamlelerini devreye soktu. İlk aşaması bu gözükse de, esasında hedefi Çarlık döneminin hedeflerine ulaşmak olduğunu açıktan göre biliyoruz. Kapısına getirilmek istenen çöküş sürecini, genişleyerek ve farklı coğrafyalarda var oluşuyla, çöküşünü önleme hedefini seçti. İşte Putin Rusya’sının, temel bakış açısı bu oldu. Yeni anayasa ile bu durumu hukuken perçinlemek ve kalıcı duruma sokmak istemekte, Putin. Evet, kendinin başkanlık döneminin kalıcı hale getirilmesi de, bu anayasa değişiklikleri ile temin edileceği kuşkusuzdur. Bu bakış açısının Rusya’da ciddi destek gördüğünün de altını çizmekte yarar vardır.
Putin; Rusya’nın kıta Avrupası ile bağlarını, ekonomik ve siyasi ilişkilerini Angelo Sakson ittifakla kıta Avrupa’sının arasının açılması ile pekiştirmek isteğinde. O sebepten Amerika - İngiltere hattını, Almanya - Fransa - İtalya hattı üzerinden zora sokma çabasında. Libya - Suriye - İran - İsrail ağırlıklı konulara biraz da bu açıdan bakmak lazım.
Uzun aradan sonra Putin; Rusya devlet televizyonuna, çalışma gününü ve planlamalarını aktaran, Kremlin’in arka odalarında, kimlerle nasıl görüşmeler yaptığını gösteren röportaj verdi.
Röportajda ilgimi çeken bir oda ve bir tablo vardı. Putin gazeteci ile birlikte, şimdiye kadar kimseye gösterilmeyen bir odaya girdi. Putin’in bir kaç odası var Kremlin’de. Bu oda özelmiş. Kendisi böyle söyledi. Kimsenin görmediği o odada özel kişiler ve konular tartışılıyormuş. Odada Putin’in oturduğu masanın arkasında, alışılmış Rusya Federasyonu’nun forsu değil, sadece bir portre vardı. O da, Rus Çarı 1. Petro’nun resmi idi. Putin Rusya’sının, “tesadüfen görüntüsü verilmiş gibi gösterilen” fakat tesadüf olmayan hedefi ve idolü...