Rusya’ya yönelik Batı’nın tutumu giderek yumuşamaya başladı. Avrupa Birliği ülkelerinden Almanya ve Fransa, “Rusya’ya yönelik yaptırımların kalkmasını” dile getiriyor. Tabii ki burada Avrupa’nın, Rusya ile ticari ve ekonomik bağlarının devreye girmesi söz konusudur. Rusya’nın durumu, giderek daha kritik evreye girmektedir. Putin bu durumu, eski hinterlandındaki bölgelerin kendisine bağlanmasında görmekte. Gerçi Kırım konusu, halen Rusya’nın baş ağrısı olarak duruyor. Lakin Kırım’ın bu işgalinin bile ABD’nin eseri olduğunu da unutmamak lazım. Nasıl mı?
ABD; Rusya’nın Gürcistan’a askeri işgaline de, Kırım’ın işgaline de susarak destek verdi. Rusya’nın Ukrayna’yla, geri dönüşü olmayan bağlarının kopmasını istedi. Ve bunu başardı.
Kırım, Rusya’nın bütçesine büyük yük oldu. Rusya, Kırım’a özel parasal destek vermekle, kamuoyunu kendi yanına çekme gayretindeydi. Lakin bu sonsuza kadar mümkün değil ve Kırım Rusya ekonomisi için ciddi sıkıntı oluşturdu.
Rusya televizyonları bu sıkıntıların müsebbibi ABD değil, lakin Türkiye ve Türk halkına hakareti durdurmamakta. Her gün Rusya’nın Putin medyası, Türkiye aleyhinde hakaret içerikli yayınlar yapmakta.
Türk halkını aşağılamakta. Türkiye Devleti’ni hakarate tabi tutmaktadır.
Bugünkü durumuna neden olan ABD politikalarını eleştirse de, hakarete cesaret edemeyen Rusya’nın, Türkiye aleyhinde bunca sert ve ahlaki boyutu aşan tutumun altında yatan nedir?
Rusya’ya, biriyle savaşmak veya yeni düşman göstermek gerekiyordu. Bu durumuna sebep olan ABD’ye bunu yapamadı.
Giderek anlaşılıyor ki, ABD, Rusya ile Türkiye arasında krizin çıkmasını arzu etti. Rusya’nın Suriye’ye girmesini ve orada PKK ve uzantılarının desteklenmesini, uyguladığı stratejilerle sağladı.
Rusya bu durumu, yeni jeosiyasi ortam için kullanmak istedi. Lakin ekonomik olarak düştüğü durumu bu siyasi ortamla da düzeltemedi.
Türkiye’ye yönelik düşmanca tutumu ise şimdilik kurtarıcısıdır. Toplumuna, içerideki başarısızlığı örtbas edecek bir duruma ihtiyacı var.
Lakin Rusya’nın, önceki yazılarımda da dikkat çektiğim gibi bir tutumu söz konusudur. Her tarafa ateş yakmaktadır. Kazakistan’da bir kaç gündür ayaklanmalar var. Bunun sinyalini, aylar önce Nazarbayev vermişti. Görünen o ki Rusya, kendine gelen ateşin önünü, Orta Asya, Kafkasya, Orta Doğu’da kesmek istiyor.
Ve bu tutumuyla, coğrafyanın tamamı sıkıntılarla karşı karşıyadır.
Rusya’nın önünü kesmek için, onun bildiği bölgelerde aktif siyaset üretmekten geçmektedir. Orta Asya ve Kafkasya anahtar olabilir. Orta Doğu’da Rusya’nın, ABD ile birlikte hareket ettiği görülmektedir.
Rusya’nın Türkiye düşmanlığının giderek derinleşmesi, önümüzdeki dönemde Suriye topraklarında kurgulanmak istenen PKK devletçiğinin alt yapısı için dizayn edildi. Rusya’nın bu gerginleşmede çabasının altında bu yatmakta. ABD bu kurguyu, Rusya eliyle başardı gözüküyor şimdilik. Lakin önümüzde daha önemli ve ciddi siyasi ortamın yaşanacağı görülmektedir. Bunun önüne geçmek, tüm aktörler ve argümanları yeniden gözden geçirmek gerekecektir. Lakin Rusya’nın alanı bildiği bölgelere yönelik okumalarımız, yeniden şekillenmelidir.