Rusya; ABD’nin tek süper güç olmasına karşı, eski gücünü toparlamak ve karşı koymak niyetinde olarak görüldü.
Bağımsız Devletler Birliği, Rusya’nın zayıf döneminde kurulsa ve etkili olmasa da, eski hinterlandı olarak baktıklarına, yeni politbüro niteliğinde baskı argümanıydı. Giderek bununla bir yere varamayacağını anladı. Gümrük Birliği, Avrasya İttifakı gibi yeni denek oluşturma yolunda hamleler yaptı.
Etki olarak başarısız da sayılmaz. Bu birlikler, her ne kadar da “Sovyetler İttifakı konseptine geri dönüş oyunu” olarak yorumlansa da, ABD’nin Orta Doğudaki dağılmanın, yok edilmenin müsebbibi gibi görülmesi, Rusya’nın tekliflerine sıcak bir bakış geliştirdi.
Dolayısı ile Rusya, ABD’nin yıkımına alternatif korunma ve yeniden dengeyi öngördü. Bir dönem Rusya’nın, ABD karşısında kazanmasını isteyenler pek fazla oldu.
Rusya; Kırım işgali ve Suriye’deki Esat rejimine desteği ile sivil halkı hedef alana kadar, ABD’ye denge olabilecek, yıkımının karşısına çıkabilecek, kurtarıcı bile görülebilirdi.
Türkiye ile ilişkilerinin pekişmesi bile Rusya’ya, eski imajının tersine, yeni ve yapıcı Rusya profili tanımını ortaya çıkarabildi. Rusya esasında Türkiye’nin ona sunduğu yeni imajı da iyi değerlendiremedi. Hatta eski Sovyet coğrafyasındaki halklar nezdinde, Türkiye ile iyi geçinen Rusya’ya, bir teveccüh söz konusu oldu.
ABD’nin üstün zekâsını görmemek mümkün değil. Bu pozisyonun, yeni dünya düzeninde hangi yeni dengelerin rövanşına neden olacağını hesapladı ve Rusya’nın Kırım’ı işgali dâhil, tüm yıkıcı profilini dolaylı veya tahrik edici politikalarla destekledi. Rusya’nın; eski Rusya olduğunu, onun emperyal hayallerinin hep zinde olduğunu, aslında yeniden kabartan veya kabartılarak yeniden servis edilmesine, ABD çanak tuttu ve başardı. Yeni oluşması mümkün olan güç dengelerini, o aktörlerinin kendisiyle de yok etti. Putin politikaları ve Rusya’yı sürüklediği çıkmaz, bunun ispatıdır.
Artık Putin öyle bir noktaya çekildi ki, bir sene aralıklarla söyledikleri, kendi kendini yalanladı. Mesela;
2014’te Putin: Biz yeni süper gücüz ve ABD bizi kıskanıyor!
2015’te Putin: Biz hiçbir zaman yeni süper güç olmak istemedik, lakin ABD de tek süper güç değil.
2016’da Putin: ABD tek süper güçtür ve dünyanın böyle bir tek güce ihtiyacı vardır. Ve biz ABD ile dost olmak istiyoruz.
İşte bu oyunu ABD’nin kazandığına dair, Rusya raporu bu olmalı bence.
Şimdi Avrupa’dan sesler yükselmeye başladı. Çünkü Ukrayna krizini, Almanya eksenli Avrupa Birliği’ne yönettiren ABD olduğu aşikârdır. Ve Rusya’yla savaşa tek başına değil, Avrupa’yı da organize ederek gittiği görülmektedir.
Zamanında Otto von Bismarck’ın, daha sonralar Borjenski’nin de tespitlerinde teyit edildiği gibi “Rusya’nın çöküşü; Ukrayna’yı, ondan koparmaktan geçer” tezini, siyaseten ABD, Ukrayna üzerinden işledi ve süreç Rusya aleyhinde gelişmelerle devam etmekte.
Rusya; Türkiye ilişkilerini önümüzdeki süreçte, bir de bu yönden değerlendirecek.
Putin; rasyonel analiz yapabilse, oynanan büyük oyunu, Saint Petersburg sokaklarındaki kavgalarla bir tutmazsa, güçlü Türkiye’nin ona ne kadar gerekli olacağını görebilecektir.