Rusya’nın, Ukrayna bazındaki yaklaşımı rengini değiştirmeyecektir. Dahası var, Ruslar, yaklaşımın değişmesini veya yumuşamayı, “geri adım atmak” olarak yorumlayacak Amerika’ya fırsat vermemekte kararlı.
ABD’nin, Rusya’yı her alanda köşeye sıkıştırma çabasının giderek dozunun artacağına da şahitlik edeceğiz! Hani her ortamda “Ruslar Amerikalılarla anlaşır ise şunlar olacak” tespitinde bulunanların tezlerini çürüten bir durum bu.
Nedenine bakarsanız; uzun zaman sonra her ne kadar da yaptırım ve ekonomik sıkışma söz konusuysa, Rusya kendini uluslararası masaya oturtabildi ve buna neden olan dünyadaki gelişmeler ve Amerikan politikalarının, alanda kan ve gözyaşı motifini artırması oldu. Evet, baktığınızda Rusların tarih boyunca politikalarının girdiği bölgelerde gözyaşı ve kana neden olduğu binlerce vaka vardır. Gel gör ki; şu anda Amerikan politikaları dünyayı öyle bir zemine oturtma çabasında ki, Rusların politikaları neredeyse “kurtarıcı” gibi rol almaya başladı.
Rusya; ABD’nin Karadeniz sahillerinden kendine yaklaşmasını kabullenmeyecek. Ukrayna’daki tutumunu da giderek sertleştirecek. Ukrayna, Rusya için vazgeçilmez! Israrla, hatta Suriye olaylarına bakarken “Ukrayna’yı bir tarafa koymayalım” yazmalarımın altında bu yatmakta! Rusya, Ukrayna’yı geri alınmasını temin etmek için her türlü siyasi oluşum içinde yer almak zorundadır. Ukrayna üzerinden ona yaklaşma meyli olan NATO’nun önünü kesmek için Akdeniz’de varlığını pekiştirecek. Tabii ki bu üsler, Akdeniz’deki varlığını korumanın sadece nedeni değildir. İran’a uygulanan ekonomik ambargoları da, kendi lehine dönüştürme çabası Rusya’yı, “mevcut durumdan ekonomik olarak nasıl kârlı çıkarım” sorusunu işlediği ortada. İranlılar bundan rahatsız! Rusya’yı “fırsatçı” olarak tanımlamaları da doğru! Lakin aynı mantıkla baktığınızda İran’ın, Orta Doğu coğrafyasındaki tüm siyasi adımlarının altında yatan şeyin “fırsatçılık” olduğunun da altını çizmemiz lazım. ABD’nin Orta Doğu’da açtığı zehirli yolu, İran kendi lehine fırsatçılık olarak yorumladı ve genişlemesini, biraz da düşmanı olarak belirlediği Amerikan politikalarına borçlu.
Rusya’nın, İdlib konusunda Türkiye’nin tezlerine yaklaşma zorunluluğunu da, ileride daha net göreceğiz. Çünkü mevcut durum, Rusya’nın Türkiye’ye ters düşmemesini tetiklemekte! O nedenle, Rusya oldukça yumuşak dil kullanmakta. İdlib konusu Rusya için önemli. Bu konuda Türkiye’siz adım atmanın bedelinin ağırlığının farkında. Lakin kendi güçlerinin de orada güvenli yerleşmesini ve Akdeniz’e hâkimiyetinin hasarsız sonuçlanmasını beklemekte. Ayrıca Rusya ile “Kafkasya’da tekrar görüşeceğiz” gibi son zaman ki olaylara bakmamız lazım. MİT’in Suriye’deki başarılı operasyonu, özellikle Rusya için de ciddi bir ayrıntı oldu. Suriye’deki hâkimiyetin görünür ile gerçeği arasındaki farkın en önemli göstergesi MİT’in Reyhanlı saldırısını düzenleyen teröristi ve beraberindeki diğerlerini Türk adaletinin önüne çıkarması oldu. Bu durumda bölgedeki Rusya, İran, Amerika dâhil, tüm istihbarat örgütlerinin mesajı verilmiştir sayılır.
Rusya, Amerika ile iki dünya arasındaki hesaplaşmasını kendi lehine dönüştürme peşinde. Bu durumda elindeki kozları, boş laflara harcamayacak. Biraz kendince ayar verme çabasında, ancak kullandığı dile baktığımızda, bu ayar verme çabasını bile bir taraftan yumuşak yaparak süreci bozmak istemediği ortada. Yeni enerji hattı ve petrol rezervleri, Rusya’nın gelecekteki kâbusudur. Bölgedeki istikrar oluşumu sonuç verir ise; doğalgaz ve enerji politikaları kökten etkilenecek hiç kuşkusuz! Bu durum, Rusya için de sakıncalı. Şimdiki durumda dikte eden Rusya farklı alternatiflerle rekabete girmek durumunda kalacaktır.
İşte tam da bu yüzden Katar’ın rezervlerinden rahatsız! Bu coğrafyadaki gelecek dizaynında, kendinin olmasını hayati görmekte. Olay sadece askeri değildir. Esad ve sonrası Suriye kurgusunda var olmak, Ukrayna üzerindeki oyunları bozacak argümanlarla elini güçlendirme peşinde. Lakin en önemli yumuşak karnı, şu anda Ukrayna! İşte Suriye’deki tutumlara Ukrayna’daki varlığı ve ona yönelik hamlelerle birlikte okumak lazım. Ortodoksların bölünmesini bile dert olarak görmemesinin altında, “Ukrayna giderse Rusya çöker” tezinden ne kadar korktuğunun işaretidir.