Ukrayna Başkanı Zelenski, basın toplantısında gayet açık mesajlar verdi.
Birbirine ters şeyler de anlattı.
Ama mesele o değil.
Mesele şu ki; Zelenski Ukrayna'nın Rusya ve Anglosakson arasında sıkışmışlığından kurtulmaya çalışıyor.
Biden ile telefon görüşmesinden sonra, CNN kaynaklı haberlerde, görüşmenin pekiyi geçmediği anlatıldı.
Bu Ukrayna'da ciddi telaş sebebi oldu.
Ekonomik olarak yatırım yapan şirketlerin tedirginliği piyasaya yansıdı.
Zaten bu Zelenski'nin medya üzerinden mesaj vermesine neden olan esas sebep oldu.
Tabii Zelenski, Biden'le görüşmenin güzel gittiğini söyledi. Ama kullandığı cümleler ve tanımlar ise tam tersi olduğunu anlatmaktaydı.
Zelenski ısrarla şunu diyor: "Ukrayna'ya sahip çıkmak istiyorsanız, fiili olarak devreye girin."
Ukrayna'nın NATO'ya üyeliğini derhal isteyen Zelenski'dir.
Aslında Zelenski olacakların farkında. Aksi bir durumda NATO askeri olarak devreye girmeyecek ve savaş ortamında Ukrayna, Rusya ile karşı karşıya kalacak. Bu durumda da "Biz bilelim yalnız mıyız, yoksa beraber miyiz? "diyor.
Zelenski haklı; çünkü NATO'ya üye devletlerin hepsi Rusya meselesinde aynı düşünmüyor.
Avrupa Kıtası, özellikle Almanya, kesinlikle Rusya ile karşı karşıya gelmeyecek.
Anglosakson ekip ise; para, silah ve Rusya' ya baskı dışında söz vermiyor.
Kendi arasında ortak dil kullanamayan NATO'ya nasıl güvensin Ukrayna?
Ukrayna, Gürcistan tecrübesine dayanarak hareket ediyor.
Yani net tabir olmadan devreye girmek istemiyor.
Ki haklı...
Peki, Rusya savaş istiyor mu? Defalarca yazdım istemiyor.
Rusya Donbas üzerinden 2 meselesini halletmeye gayret ediyor.
Kırım meselesini uluslararası kamuoyunda bitirmek istiyor. Yani tanınmasını kabullenilmesine gayret ediyor.
Bunun karşılığında Donbas'ın özerk statü ile Ukrayna içerisinde kalmasına razı geleceğini ima ediyor.
ABD ile Rusya gerilimi yükselterek sadece kendi aralarındaki hesapları kapatma peşindedirler.
Ukrayna, bu büyük oyunda koz değil, kendi sorunlarının çözümüne fırsat arıyor.
Rusya, üzerine ciddi baskıların artacağı açıktır. Peki, Rusya için caydırıcılığı var mı?
Kendi istediğini alana kadar elindeki kozu sonuna kadar oynamayı düşünüyor.
Türkiye'nin teklifine olumlu cevabı bu durumda yeni masa oluşumuna kapı açmak niyeti taşımakta.
Ukrayna kamuoyunda Türkiye ve Erdoğan güvenilir ağırlığa sahiptir.
Bu durum Rusya açısından da bu konjonktürde kıymetlidir.
Kiev'i etkileyecek ABD dışı aktörün Türkiye olabilmesi Moskova açısından muazzam fırsattır.
Tabii burada Ankara'nın konuya nasıl bakacağı ve ne teklif edeceği önemlidir.
Kiev, Minsk anlaşmasına 'hayır' diyor. Moskova ise; Minsk Anlaşmasına kırmızıçizgisi olarak bakıyor.
Bu durumu ortadan kaldıracak yeni seçenek iki tarafı da tatmin edecek seçenek olmalı.