9 Mayıs, 77 yıl, "Sovyetler Birliğinin", sonrasında ise "Rusya federasyonunun", önem verdiği tarihi bir gündür. Sovyetler Birliğinin (Rusya'nın), faşizm üzerindeki zafer günü çöküşü sonrası; uzun yıllar tartışma konusu oldu. Eski Sovyet Cumhuriyetlerinin çoğunda, tatil günü olmaktan çıktı. İsim değiştirmesi bile söz konusu oldu. Bu konu ciddi tartışmalara sebep oldu. Bu zaferin simgesi haline gelen Stalin'e duyulan hem sevgi, hem de nefret; zafer gününün de üzerine kendince "gölge" salmış oldu. Tabi Batı ittifakı için de, bu günün sıradanlaşması, ideolojik içerikten çıkarılması istenmekteydi. Yeltsin döneminde Rusya içerisindeki liberal yapı, bu isteğe bir nevi ulaşmış oldu. Putin yönetime geldikten sonra, bir çok konularda olduğu gibi; bu tarihi güne de bakış açısını değiştirdi. Yeniden milli kimlik inşası konusu için, birleştirici günlerden biri olarak 9 Mayıs günü; yeniden en fazla "önem" verilen Rusya günü oldu.
Peki, Putin neden bu tarihi güne önem veriyor?
Evet 9 Mayıs 1945 tarihi, sıradan bir tarih değildir. Bu gün, dünyanın yeniden şekillenmesi, haritaların değiştirilmesi ve küresel güçlerin kimliğinin tanımı söz konusu oldu.
Meydana yeni küresel aktörler çıktı. Almanya küçüldü ve bölgesel aktör olarak ABD-İngiltere gölgesine geçti. Sovyetler Birliği (Rusya), topraklarını Doğu Avrupa üzerinde genişletti.
İngiltere bayrağını ABD'ye verdi. Meydana İsrail devletinin kuruluşu çıktı. ABD küresel aktör ve NATO patronu olarak meydan suladı. Yeni finans sistemi ve sınırlar arasına, kesin set çekildi.
Sovyetler Birliği, kendi sistemini ve ideolojisini pekiştirdi. Stalin'in ölümüyle birlikte, daha yeni liberal yapı devreye girdi.
Yönetime Ukrayna kökenli Krussov geldi. Kırım Rusya federasyonundan alınıp, Ukrayna'ya hediye edildi. Stalin o kadar zalimlikler yaptı ki; aleyhinde oluşturulan tüm propaganda, haklı olarak yer buldu. Buna rağmen, sevenleri hakkında hayranlıkla konuşan "halkta" söz konusu idi. Stalin zalimliğinin yanında devlet malına el uzatmaması, üzerindeki tek ceketi ve postal dışında bir şeyinin olmaması, kendi oğlunu esirlikten kurtarmak için; Alman generali ile takas yapmaması da; hakkındaki efsanevi hikayelerin oluşmasına sebep oldu. Dolayısıyla Stalin'in hem sevenleri hem de ölümüne nefret edenleri oldu.
Putin iktidar olduktan sonra, Stalin'in devleti koruma refleksi ve söylemleri yeniden "siyasi" ve "sosyolojik" anlamda konu edildi. Rusya faşizm üzerindeki zaferi kimseye vermek istemedi. Kendi "kozu" olarak yeniden kullanmaya başladı. Putin ile birlikte yıllardır 9 Mayıs, eski Sovyet döneminde olduğu gibi, "Zafer Bayramı" olarak Rusya'nın hayatında vazgeçilmez bir gün oldu.
Bu günün önemi, yeni nesillere "vatanseverlik" ve "devletçilik" anlayışı için kullanılan gün olarak karşımıza çıktı. Putin için bu gün, Batı ittifakına zinde tutulan ideolojik mesaj günüdür. Bu gün Rusya için, halkların ve eski Sovyet Cumhuriyetleri ile arasında "ortak gün" olarak değerlendirilmektedir.
Putin her defasında, özellikle Avrupa'ya hatırlatma yapar ve hep "Rusya olmasaydı siz yoktunuz!" cümlesini kullanır. İdeolojik içerik taşıyan bu gün, eski Sovyet coğrafyası için; yaşlı nesillere özellikle nostaljik alt yapıyı hatırlatır.
Putin bu güne, hem "şahsi" hem de "ailevi" hafıza açısından da bakar. Dedesi, babası, annesi ile alakalı konuşurken; 2. Dünya savaşı üzerinde duygulanır ve bu reaksiyon ile kendi halkını da etkiler. Bu durum, yeni nesillere kendi dedeleri ve savaştaki varlıkları üzerinden, yeni duygusal retorik üretilmesine de kapı açar.
Rusya kendi içindeki liberal yapısıyla birlikte; bugüne sıcak bakar ve kendini tarihi olarak yorumlar.
Putin bugünü, ideolojik konu etmeyi yeniden başardı. Peki bu kalıcı olur mu ve Putin sonrası devam eder mi?
Bu soruların cevabı, Rusya içerisindeki "hangi bakış açısının" kazanacağına bağlıdır. Eğer Putin ve mensup olduğu bakış açısı devam ederse, "emperyal arzuları" ve "küresel güç" olma hisleri diri kalır. Aksi olursa, yeni söylem ve anlatımlar ile karşı karşıya kalmış olur. Şimdilik bu konu, Rusya içerisindeki tüm etnik grupları birleştiren konu ve zafer günüdür.