Rusya için ABD’nin hedeflediği akıbet, giderek daha net anlaşılmaktadır.
Emperyal güç kapasitesi olan, ekonomik sıkıntılara rağmen bu hayallerden vazgeçmeyen Rusya, ABD için esaslı problemdir.
Rusya’ya; Ukrayna, Gürcistan, daha sonra da Suriye’de efor harcatan ABD, Putin’in daha fazla köşeye sıkıştırılmasını hedefledi.
Türkiye’ye karşı bu kadar sert durmasının, Rusya menfaatlerince sakıncalı olmasını ise yeni anlamaya başlasa da, Putin’in şahsileştirdiği bu durumu doğru yönlendirmediği aşikârdır.
Putin’in, Yunanistan’da yaptığı “Türkiye” beyanından sonra, “neden Peskov ve Lavrov tarafından olumsuz yanıtlandı” sorusu kafaları karıştırdı.
Putin ilişkileri düzeltmek istiyor. Lakin bunu, “Türkiye’nin geri adım attığı” algısını yaratarak yapmak istemekte. Peskov ve Lavrov’un, daha sonra Çavuşoğlu’nun “ilişkileri düzeltmek için komisyon kuralım” teklifine, olumsuz yanıt vermeleri bunun işaretidir.
Artı olarak Türkiye’nin, Suriye’ye yönelik askeri operasyon olasılığı, Rusya’yı endişelendirmekte ve alanda Türkiye ile karşı karşıya gelmek istememekte. Ne ekonomik, ne siyasi, ne de askeri olarak Türkiye ile karşı karşıya gelmek, Rusya’nın kaldıracağı bir durum değildir.
Uçak krizi bahanesiyle, Türkiye ile ilişkileri son sınırına kadar geren Putin için, Suriye’ye girmek ne kadar gerekliydiyse, şimdi Türkiye’nin Suriye’de olası askeri operasyonu nedeniyle, alanda Türklerle karşı karşıya gelmemek için, barış mesajlarıyla ortamı yumuşatmak da bir o kadar hayatidir.
Ve Türkiye’ye ihtiyacı büyüktür. Rusya; ABD’nin, “Rusya’nın emperyal gücünü bitirme” niyetini okumakta. Rusya’nın, Karadeniz ve Akdeniz’e nasıl bir ihtiyacı olduğunu da anlamaktayız. Buralar onun nefes alma bölgesidir.
Karadeniz ve Akdeniz, Rusya için hayati anlam taşımakta. Karadeniz ve Akdeniz, hayat demektir zaten. Türkiye, denizlerin esas feneridir. Türkiye’yle ilişkileri bozmak, hayati anlam taşıyan bölgede, yalnızlığa gömülme demektir.
Rusya’da, derin Amerikan düşmanlığının oluştuğunu, tüm sosyolojik veriler göstermektedir. Putin bunu dile getirmeye cesaret edemiyor. Lakin bunun nefret boyutunda olduğunu, konuşurken kullandığı çok diplomatik dili ve vücut dili bile gizleyememekte.
ABD’nin; Rusya planlarını okudukça, Türkiye’nin Rusya için ne anlam taşıdığını anlamak zor değildir. Putin, Ukrayna kriziyle birlikte, özellikle Almanya ve Fransa’yla gerginleşen ilişkililerini, rayına oturtmayı hedefledi. Önce kapıştı. Sonra menfaat gereği konuşmak istedi. Almanya ve Fransa için Rusya, ciddi bir ekonomik pazar ve enerji bağıdır. Dolayısıyla ABD baskılarına rağmen Almanya ve Fransa, kendince çıkarlarını düşünmek zorunluluğu ile karşı karşıya kaldı. Tam da o sırada, Almanya ve Fransa, Belçika terör eylemleriyle sarsıldı. Her iki tarafı keskin bıçak gibi yani!
Avrupa; giderek küçülen ve sıkıntıları önümüzdeki günlerde daha da artacak bir siyasi merkez olarak görülmekte. Rusya bu durumu kendi lehinde dönüştürme çabası göstermekte. Ve başarısız da sayılmaz.
Lakin bunun, ABD stratejilerini dengeye sokacak güçte ve nitelikte olamayacağı aşikârdır.
Rusya - Türkiye ilişkileri çok önemlidir hiç kuşkusuz. Rusya açısından ise hayatidir. Rusya ile barış mümkündür. Lakin Putin kriz döneminde köprüleri öyle bir yaktı ki, tekrar o köprüleri dikmek için, Türkiye’nin asaletine sığınması gerekecek...