Rusya’nın; İdlib’de kimyasal silah kullanılmasına ve yüzü aşkın insanın öldürülmesine verdiği reaksiyondan anladığımız şudur. Evvela Rusya’yı ciddi etkileyen bir durum söz konusudur. Esed; Rusya’nın güdümünde ama tamamen Rusya’nın söylediklerini yapıp yapmadığı konusundaki soruya da, cevap vermektedir.
Anlaşılan Rusya; Esed’in İdlib saldırısını beklemiyordu. Hatta Rusya’da; “Esed, Rusya’yı sırtından vurdu” yorumları da devreye girmektedir.
Rusya; “kimyasal saldırının nedenini ve doğrululuğunu ispat edin” çağrısı yaptı. Görüntülere, fotoğraflara rağmen Rusya, bu ortamın bilerek dizayn edildiği kanaatindedir. Çünkü Rusya, neye uğradığını şaşırdı. Böyle bir ortam, Rusya’nın hiç arzu ettiği ortam değildir.
Rusya için, ABD’nin Suriye’de fiili savaşa girmesi, arzu edilir bir durum değildir. Ondan dolayı Kremlin, İdlib’i de kurgu olarak görmektedir. Ardından ABD’nin saldırısını da, “egemen bir devlete saldırı” olarak görmektedir.
Rusya, Suriye’de hava üsleri ile var oldu. Karadan, hep İran devrededir. Rusya; ABD’nin Suriye’ye pek fazla bundan sonra müdahale edeceğini beklemiyordu. Füze saldırısı bu beklentiyi çürüttü.
Rusya - ABD ilişkileri, bu durumda biraz daha sarsılmış olacaktır. Trump’ın gelişinden, pek fazla şeyler beklemekteydi Rusya! Beklentiler suya düştü, hayal kırıklığı içinde yapılan yorumlara şahitlik etmekte Rusya!
Rusya ısrarla şunu diyor, “Esed, koşulsuz desteklediğimiz biri değildir.”
Rusya süper güç olmak istiyor, lakin verileri süper güç niteliğinde değildir. Suriye’deki varlığını da, daha ziyade Batı tarafından uygulanan ambargoların kalkması için koz olarak kullanmak istemekteydi.
Şu anda Rusya’nın, Suriye’deki varlığı ciddi paralara mal olmakta. Şu anda Rusya’nın, yeni bir savaşa mecali olmadığı söz konusudur. Doğru olan şey şu ki, silah sanayisi ve teknoloji konusunda Rusya, giderek daha da güçlenmektedir. Lakin Amerika, açıktan Rusya ile savaşmayacağına göre elindeki silahlar ve teknolojilerin faydasını dolaylı olarak görmektedir. Çünkü esas meselesi ekonomik sıkıntılardır. Amerika ambargo konusunda geri adım atmayana kadar, Suriye’deki varlığını zinde tutmak, Rusya için hayatidir.
Ekonomik olarak Rusya’da sıkıntılar giderek artmaktadır. Ülkede, resmi istatistiklere göre 20 milyon açlık sınırında insan var. Bu durum Rusya yönetimini cidden rahatsız etmekte! Bu durumu bir dönem “vatansever duygularla” pekiştirmek mümkün, lakin kalıcı hâl Rusya’nın yeni dil inşasını tetiklemektedir. Dolayısı ile Suriye konusunu, bir de bu taraftan okumak lazım. Rusya; ABD ile Suriye üzerinden siyaset üretiyor ve tamamen dünyayı kiminle bölüşecekleri sorusuna cevap aramakta. Ve bu yeni düzende daha fazla kârlı çıkmaktır hesabı! Rusya; Türkiye ilişkilerine önem vermekte, lakin Rusya içerisindeki Ermeni ve Yahudi lobisinin etkisi, en büyük dezavantajıdır. Bunu hafife almayalım lütfen! Rusya’da tüm Türkoloji uzmanları ve medyada boy gösteren tüm Türkologlar, Ermeni asıllı Rusya vatandaşlarıdır. Bunu bir sektör gibi düşünün ve bu sektör Ermeni lobisinin elindedir. Türkiye konusunda Ruslar üzerinde olumsuz etkiyi pekiştirenlerin, bu iki kol olduğu aşikârdır.
Rusya - Türkiye ilişkilerini etkileyen unsurlara baktığımızda, Rusya içerisinde önemli görevde olan kişilerin etnik kimliği ve hangi gruplar tarafından yönetime getirildiğine dikkat etmemiz şarttır.
İdlib konusunda aklı karıştıran bir durum, Türkiye’nin hep hassas olduğu konulara Amerikan medyasının da hassaslıkla devreye girmesi, düşündüren durumdur.
Rusya; Esed’in İdlib saldırısını çürütmek için, ısrarla Amerika’nın Musul müdahalesinde öldürülen 200’den fazla insandan, son iki gündür bahsetmekte. Rusya neredeyse bu kimyasal saldırının üzerini kapatmak için elinden geleni yapmaktadır. Çünkü bu durum, Rusya’nın elini güçlendiren değil, aksine zayıflatan bir durum olduğunu itiraf etmektedir. İdlib’de kimyasal silah kullanımı ile onca masum insanı ölüme terk etmek, Esed saldırısının arkasındaki aklın, kimin ürünü olduğuna cevap bulursak, esas o zaman kimin ne yapmak istediğini görebileceğiz...