Son aylarda Rusya’da art arda gerçekleşen terör saldırılarının zamanlaması, olayların sıradan olmadığını göstermektedir.
Soçi Kış Olimpiyatları arafesinde Rusya karşıtı duruş sergileyen Batı, ilginç tutumu ile dikkat çekmektedir. Öncelikle Soçi’ye gitmeyecek Batılı liderlerin sayısı giderek artmaktadır. ABD Başkanı Barak Obama’nın açıkça gitmeyeceğini açıklaması, İngiltere, Fransa ve kısmen Almanya’nın Soçi’yi boykot etme eğiliminde olduğunu beyan etmesi tesadüfi olmadığı gibi açık bir tavırdır.
Görünen o ki, özellikle İngilizlerin Putin’i kafaya takmaları, siyaseten Putin’i itibarsızlaştırma amacı taşımaktadır. Putin, İngilizlerin English School gibi kurumunu kapattı. Çünkü Putin’e göre, İngiltere’nin MI5 istihbarat servisi, okul ve dil ögretme enstrümanı ile Rusya’da çeşitli istihbarat projelerini gerçekleştirmektedir. Okulun kapatılması, İngiltere açısından ağır darbe niteliğinde oldu.
Soçi olimpiyatları, Rusya için özellikle Başkan Putin için ciddi önem arz etmektedir. Sporla siyasetin iç içe geçtiği bir dönemde, Soçi’nin Putin için siyasi enstruman olarak görüldüğünü bilmekte fayda var. Ayrıca Putin, kendi toplumunda da birleştirici unsur olarak nitelendiriyor bu tür uluslararası durumları. Dolayısıyla Soçi Kış Olimpiyatları, Rusya ve Putin’in hem içeride hem de dışarıda kullanmak istediği ciddi bir kozdur. Olimpiyata 50 milyar dolar harcanması ve bizzat Putin’in her aşamayı kontrol etmesi, meseleye verilen önemin ciddiyetini ortaya koyuyor. Anlaşılan o ki Batı, özellikle ABD, bu durumun farkında ve bu siyasi kozdan Putin’in faydalanmasını istemiyor.
ABD Başkanı Obama’nın terör olaylarından sonra Soçi’nin güvenilirliğini yitirdiğini, Rusya’da güvenlik ve istikrarın olmadığını söylemesi, tesadüfi bir duruma benzemiyor. Batı medyasında son Volgograd terör olaylarından sonra Rusya’da Müslümanlara yönelik agresif tavrın artmasının beklendiğine dair yazılar yazılmaya başladı. Gerçi buna benzer gelişmeler Rusya’da yaşandı ve ülkede Müslüman karşıtlığının giderek arttığını da görmekteyiz. Burada beklenen ve gerçekleşen olayların hemen akabinde Putin’in vakit kaybetmeksizin ve ısrarla “Gerçek Müslümanlar terör eylemi yapmaz” demesi dikkat çekiciydi. Rusya’daki siyaset uzmanları, terör olaylarının arkasında Batı’nın taleplerinin olduğunu, gerçekleştirenlerin ise Suudi kaynaklı merkezlerin bulunduğunu dile getirmektedir.
Son günlerde ABD’nin, Rusya’nın Çeçenlere yaptığı soykırım konusunu da gündeme taşıdığına şahit olmaktayız. Uzmanlar, Rusya’nın Karadeniz sahillerindeki Kafkas halklarına yaptığı zulümlerin bugünlerde Amerikan sivil toplum merkezleri tarafından gündeme getirilmesini Putin’e baskı unsuru olarak yorumlamaktadır.
ABD’nin eski Dışişleri Bakanı Madeleine Albright’ın, Rusya’ya yönelik yaptığı açıklama şimdi daha da anlam taşımaktadır. Bayan Albright, bu kadar geniş arazilerin tek bir devlet yani Rusya tarafından yönetilmesine izin verilemeyeceğini söylemişti.
ABD, Putin Rusya’sını bir biçimde yeniden şekillendirmek arzusundadır. Rusya’nın yeniden ikinci çöküşü de konuşulan tezlerden biridir. Rusya bunun farkında ve Putin bu nedenle, her fırsatı değerlendirerek Batı’nın başına bela olma yolunu izlemektedir.
Rusya, Orta Doğu, Kafkaslar ve Orta Asya’da, Balkanlar ve Uzak Doğu’da her şeye rağmen ABD’ye engel olma yolundadır. Fakat mevcut ekonomik ve siyasi gücüyle hedefine ulaşması zor görülüyor ancak oyunu bozma yolunda ısrarcı tavrının ABD’nin canını sıktığı aşikardır. Tabii ABD ile anlaştığı konular da vardır. Anlaştıkları konular dolayısıyla da ABD, Rusya’ya karşı fazla ileriye gitme konusunda ihtiyatlı davranmaktadır.
Soçi Olimpiyatları Putin için ayrıca itibar olayıdır. Olimpiyatların hazırlıkları aşağı yukarı tamamlanmıştır. Misafir listesinde kimlerin olacağını zaman gösterecektir. Putin, hem kendisi hem de ülkesi için önem arz eden Soçi Kış Olimpiyatları’na dünya liderlerinden kimlerin katılıp katılmayacağını çok dikkate alacak gibi görünüyor. Zira kendisi için Soçi Kış Olimpiyatları, olimpiyat niteliği taşıdığı kadar, biraz da dostla düşmanı seçim olimpiyatı olacaktır.