Fiili olarak girişten bahsediyorum tabii ki. Biden ve ekibi, Ukrayna üzerinden yeni kriz ortamını oluşturmayı başardı. Zaten bunun sinyalini Putin'e "katil" tanımı ile vermişti. Bu süreç aynen Gürcistan-Rusya krizi dönemindeki süreci açıktan hatırlatmakta.
Sonunda Rusya'nın fiili işgali söz konusu oldu ve süreci tetikleyen Batı ittifakı, Gürcistan'a açıktan fiili destek vermedi. Çünkü askeri çözüm meydana geldiğinde, hiçbir Batılı devletin bu uğurda savaşacak meylinin olmadığını, şimdiye kadar olan biten tüm olaylar bize anlatmakta.
Donbass ahalisinin çoğunluğu, artık Rusya pasaportu edinmiş durumda. Moskova bunu başka olaylarda da denedi. Moldova sınırları içindeki Transdinyester krizinde, Rusya aynı metodu kullandı. Şimdi Dnestryani bölgesinin vatandaşları, iki pasaport taşımakta. Rusya ve Moldova. Bu durum Rusya'nın, defakto bu bölgede söz hakkına sahip etmiş oldu. Şimdi Donbass, aynı hikaye ile dizayn edildi. Eğer Ukrayna tarafından müdahale söz konusu olursa, Rusya "işte vatandaşlarım var ve müdafaa etmeliyim" gerekçesine, bu zemini kullanacaktır!
Ukrayna bu sebepten savaş istemiyor ama bu duruma cidden itekleyen bir Biden siyaseti söz konusu olduğunu da unutmamak lazım. Rusya sınıra askeri güç toplamakta. Zelenski'nin, NATO'ya üyelik hususundaki beyanı ise Moskova için kullanılacak beyandır.
Rusya'nın savunma mantalitesi, topu sürekli karşı sahaya atmakla meşhur. Bu durumu, tehdidi başka sahada bertaraf etmesi için kullanıyor.
Donbass Lugansk bölgeleri için de aynı stratejinin benimsiyor. NATO'ya üyelik konusuna karşı Rusya, Donbass ve Lugansk kozunu sonuna kadar kullanmayı düşünüyor. Rusya, bunu Ukrayna'yı barışa zorlama tanımı ile süslemekte. Ukrayna tarafından defalarca "hiçbir saldırı söz konusu olmayacak tarafımızdan" denilse de, Rusya tarafı taarruz olacak gibi hazırlık yaptığını göstere göstere oluşturmakta.
Bu durumu bir taraftan Rusya'nın NATO genişlemesine caydırıcı koz olarak kullansa da, diğer taraftan bu ortamı fiili olarak Donbass üzerinden askeri gücünün Ukrayna sahasına geçidini sağlamak için yaptığı da açıktır.
Kışkırtma, "Biden ve ABD'nin yeni siyasi yönetiminden geldi" lakin bunu kullanmak için daha fazla kriz ortamı oluşturma gayreti Moskova'ya aittir.
Bu durumda Ukrayna'nın gerçek anlamda çıkmaza sürüklendiğini diyebiliyoruz. Ukrayna Başkanının seçimlerdeki söylem ve verdiği sözlere bakarsak, sürecin böyle seyrini vaat etmemişti diyebiliyoruz. Lakin Biden'ın ABD yönetimine gelmesi ile birlikte Zelenski'den sert davranışlar beklentisi, sadece beklenti değil, artı olarak dayatma ve talep halini almıştır.
Peki Ukrayna nasıl bir strateji uygulayacak? Zelenski'nin Türkiye ziyareti ve Başkan Erdoğan'dan arabulucu olmasını rica etmesi, Ukrayna'nın açıktan savaşa girmek istemediğinin de teyididir.
Bu durumda Türkiye'nin güvenlik ve barış için katkıları, giderek daha fazla anlam taşıyacaktır. Başkan Erdoğan'ın bu krizin çözümündeki rolü, tarihi olacaktır. Rusya'nın da buna sıcak bakacağı, hatta durumun tam kontrolünün ABD'den çıkması için bu versiyonun ağırlık teşkil etmesi işine yarar. Sürecin ABD tarafından nasıl şekilleneceği ise, sürecin formatını belirleyecekti. Ukrayna'nın nasıl bir yol takip edeceği ve bu yolda Amerikan baskısına ne kadar uyacağı ise, Karadeniz bölgesindeki gelişmeleri çok ama çok etkileyecektir.