Öyle bir konjonktürel durum söz konusudur ki şu anda, Türkiye her ne kadar da sıkıntılı ve saldırı çemberinde olsa da, durumun ileride Türkiye’nin lehine dönüşme şansı çok çok yüksek.
Dikkat ettiyseniz, Venezuela Başkanı “Bizi, Türkiye kurtaracak” dedi. Sade ve bazılarına ilginç gelen bu cümlenin arkasında, Erdoğan faktörü durmaktadır. Nasıl mı?
“Dünya 5’ten büyüktür” diyen Erdoğan, siyasi hayatında hep bozduğu ezberlerin zeminini, dünya müstevisine geçirebildi. Mesele de budur. Bu kadar para düşkünü, çıkar peşinde olan ve masadaki sonucu sahada terk eden dünya liderleri geleneğini, Erdoğan bozabildi.
Rusya’nın; özellikle Putin’in bakış açısının altında da, Erdoğan’a güven durmakta. Erdoğan siyaset inşasının içeriğini, verilen söze sadakat, anlaşmayı adam gibi sahiplenme yatmakta. Dünyanın geldiği bugünkü noktada, tam da eksik olan içerik!
Rusya, İran, Türkiye liderlerinin Soçi’de bir kaç gün sonra bir araya gelmesi, bu konuda yani Türkiye’nin stratejilerinin kalıcı karşılık bulduğu manası taşımaktadır.
Son Soçi görüşmesindeki vücut dili ve verilen mesajlar, Erdoğan’ın telkinlerinin geçerli gerekçe olduğunu işaret etti.
Rusya şimdilik, cidden Türkiye ve Erdoğan’la iyi ilişkilere ihtiyaç duymakta! Ve mümkünse uzun vadede de bu ilişkileri zinde tutmaktır niyeti. Bu durum; Rusya’nın kendi çıkarları doğrultusunda, gerektiğinde farklı yola gitmeyecek anlamı taşımıyor. Lakin taşıdığı çok önemli anlamı şu ki; Türkiye’ye ve Erdoğan’a rağmen yol belirlemede sıkıntısı söz konusudur. Demek ki bu konjonktürel faktörü Türkiye lehine dönüştürme ustalığı ile Erdoğan, yeni siyaset alt yapısı inşa etmektedir. Bu inşa ve devlet aklı bize, ileride Kafkasya’daki yeni film senaryolarının karşısına çıkmak için de, Orta Asya’da devreye girecek yeni Rus aklını absorbe etme için de gerekecek zannımca!
Şu an uzun vadeli devlet aklı çatısıyla, yeni siyasi akıl üretmekte Türkiye ve bazı konuları neredeyse yeni inşa etmekte! O nedenledir ki; Atatürk vurgusu, hem de tam bu dönemde toplumdaki uçları törpüleme misyonu taşımakta. Neden mi? Bunu 2019 seçimleri ile yorumlayanların olması, biraz tuhafıma gitti doğrusu!
Bunca operasyonlarla karşı karşıya kalan Türkiye, ilerideki saldırı alanlarını bu sefer saldırı saatinden önce tespit etti. Mesele bu! Erdoğan’ın seçim kaygısının değil, devletin ileride daha büyük hedeflerde var olması fikriyatını düşündüğü aşikârdır. Büyümek ve güçlenme yolu ile cazibe odağına dönüşme çabasında Cumhurbaşkanı.
Onun için, içerideki açık alanlardan giriş yapma gayretinin, ileride toplumu ve siyaseti kilitleme gayretini şimdiden görmekte. Bunun önüne geçme, Türkiye’nin sahada önüne çıkmak isteyenlerin planını bozma anlamına gelmektedir. Biz halen saldırılar altındayız. Hatta Vietnam’da; Astana sürecini sabote etme adına Rusya - ABD ortak beyanı bile, esasında Türkiye’nin kurguladığı siyasi aklı infaz etme niyeti taşıdı. Mimarın ABD olduğu açıktır. Rusya’nın bugünkü durumu, bizim için önem arz ediyor. Bu durumu akıllıca kullanmak, Türkiye’nin çıkarlarını barındırmakta! Putin; Rusya devlet milliyetçisi ve haliyle Rusya’nın hegemonyası için, son ana kadar direneceği bellidir. Putin’i tasfiye etme çabası da eksilmeyecek. Geleneksel Batı’nın; diktatör, tiran, otoriter tanımlarını, bu toplumlarda oturtma gayreti hiç durmayacak! Türkiye içerisinde Atatürk ve din konuları üzerinden açık alan bulup, oraya yeni kavga motifi inşa etmektir dertleri. Erdoğan, tam da bu oyunu suya düşürme gayretinde. Buna Türk devlet aklı dememiz daha mantıklı olur. Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan; Türk devlet tarihi mevzunu, ileride kurgulamak istediği büyük Devlet inşasına oturtmakta, şu anda sanki! Odur ki; içerideki olayları, dışarıda hazırlanan senaryoları anlayarak yorumlamakta fayda vardır.
Bir kaç gün sonra ikinci Soçi görüşmesi kararı, Türkiye’nin ne kadar esas taraf olduğunu, bunun da Rusya’nın farkında olduğunun sonucudur. Rusya elbette kendi çıkarları doğrultusunda, şu anki durumu desteklemekte! Lakin bu durum bizim de işimize yaramaktadır. Türkiye’nin yeni süreci, yeni senaryoları bertaraf etmesi için, yeni esaslı kozlara ihtiyacı vardır. Krizleri fırsata çevirme kabiliyeti, ilmi siyaset kabiliyeti olanların ustalık işidir. Tıpkı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı gibi! Biraz sabır ve görünmeyenleri okuma kabiliyetiyle olup bitenlere anlam vermemiz, fazlası ile mümkün.