ABD ise yeni tarihimizde en fazla bizi zora sokan müttefikimiz.
Bu durumda en fazla Türkiye için durumun nasıl şekilleneceğinden daha ziyade kana, savaşa dönüşmeden barış ortamını nasıl sağlarız noktası önemlidir.
"Rusya, Ukrayna'ya saldıracak" haberleri, özellikle Batı kaynaklı ajitasyon ürünü olduğunu hatırlatarak satır arası okumaları size aktarmak isterim.
Tarihi geçmişleri ortak olan Rusya ve Ukrayna kardeş ötesi bağa sahip. Dil, din, kavim olarak aynı kökenli ülkeler nasıl oldu da, bu duruma sürüklendi.
Tabii hiç kuşkusuz Brzezinski'nin Büyük Satranç oyunu kitabına ve oradaki teoriye atıfta bulunarak başlarsam, sanırım taşlar yerine oturur.
"Rusya'yı çökertmenin yolu Ukrayna'nın ondan kopartılmasından geçer" demiş, Amerikan yeni tarihinin en önemli stratejistlerinden biri olan Brzezinski.
Bu tanımın sıradan analiz olmadığı stratejinin tıkır tıkır çalıştığını her halde görmemek mümkün değil.
İşte Rusya bu durumda nasıl tavır sergilemeli, Ukrayna'nın haklı Rusya ve başkasından bağımsız politikalar üretmek istemesi neden anlaşılmasın ki?
Peki, gerçekten bağımsız oluyor mu tüm bunlar?
Ukrayna kullanılarak esas büyük oyuncular aralarında anlamayacak mı?
Zira buna benzer tarihi olaylar 20. yüzyılda bir kaç defa yaşanmadı mı?
Rusya'nın kendini çöktürmek isteyen küresel sisteme başkaldırması doğal değil mi?
Peki, empati kurursak, sınırlarımızda dayatma ile yapılanmaya gayret edilen her türlü yapıyı kendimize tehdit olarak görmüyor muyuz?
Rusya'nın geçmişinde, birçok halklara gözyaşı verdiği bir gerçekliktir. Dahası var, kendi bünyesinde olmasını istediklerine bile şövenist yaklaşımını da zaman zaman görmemiz mümkün.
Emperyal güce sahip olduğunda nasıl üst perdeden konuştuğunu da bir tarafa not edelim.
Ama ve lakin...
Olanlara bakıldığında şu anda kendisine tehdit olarak algıladığı durum, kendi milli çıkarlarından bakılırsa ÖLÜM-KALIM meselesidir.
Bu dayatmacı ortam da Rusya'nın başkaldırısı orta vadede çevredeki birçok ülke için gereken kurtarıcı detaylar.
Denge, dünyanın en fazla ihtiyaç duyduğu barışı en fazla zorlayan ciddi enstrümandır.
Rusya Anglosakson ittifaka karşı Avrupa'yı yanına alma peşinde. Evet, kendine tehdit gördüğü bu ittifaka karşın doğal kodlara dayalı yeni ittifakı oluşturmak ister.
Bu ittifak 2 gruptan oluşmakta.
Birisi yakın geçmişteki Sovyet dönemi ittifak kurduğu ülkeler ki, Ukrayna'yı o ilk grupta görüyor.
Diğeri ise Almanya, Türkiye, İran, Çin, Fransa eksenli yeni doğal ittifak oluşturma çabası.
Tabii zor...
Doğu ile Batı arasında uyum sağlamak zordur. Devletlerin doğal refleksler ve halklarının karakterleri en uyum sağlayan hangisiyse, onlarla ortaklık yapmak niyetinde.
Putin'in kullandığı yöntemlerden bunu anlamak mümkün.
İşte Ukrayna konusu o nedenle hayatidir, kendisi için.
Ukrayna ile savaşmak, kendisinin ve halkları için felakettir hiç kuskusuz. Ve mesele kimin kazanacağını değil coğrafyada öyle bir yara açar ki, bu yarayı asırlarca kimse iyileştiremez.
Bu Rusya ve coğrafyanın tamamı için facia olur.
Donbas ve Lugans konusuna, Ukrayna dışında olay olarak bakması ise Ukrayna için olarak kabul edilir durum değildir.
Ama Donbas ve Lugans'ın Ukrayna'ya sonradan verilmiş olması Moskova'yı tarihi topraklarına bakıyor gibi bakmasına itekliyor. Hem de şu var, ahalisinin çoğu Rus kökenli ve çoğuna da Rusya vatandaşlığı verildi.
Eğer o bölge üzerinden bir provokatif eylem söz konusu olursa, o zaman durum kesinleşir. Ve Rusya bölgeye girer.
Belarus sınırlarına yığın toplamasının nedeni, roket kurguların sınır boyu yerleştirilmesi ise ABD'ye "blöf yapmıyorum" mesajı içermekte.
Blinken-Lavrov görüşmesi öncesi, Biden'ın tehdit içerikli konuşması ise, bize her tarafın da birbirinin sınır ve sinir uçlarını test ettiğini göstermekte.
ABD ise derin ambargolarla Rusya'yı çıkmaza sokmakta. Gerçi son yıllar hep ekonomik ambargolarla Rusya'yı terbiye etmek istiyor!
Rusya ekonomik ambargolarla terbiye edilecek yapıya sahip değil. Tam tersi, yara aldıkça daha agresifleşen tarihi geçmişe sahip bir ülkenin karakteristiği iyi okunmalı.