Rusya ve İran, sadece Suriye meselesinde değil, hem de Kafkasya ve Orta Asya bölgesinde birlikte hareket edecek gibi, yeni hamle dizayn etmekte. Nedeni, Orta Asya ve Kafkasya’da ABD’nin renkli devrimlerle ilgili yeni kurgu içerisine girmesine yönelik haberlerdir. Kırgızistan ve Türkmenistan da, sonra Özbekistan da kaynatılmaya başlayacak türden. Azerbaycan, bu tehdidi bekleyen başta olan ülkelerdendir. İran ve Rusya, bu durumdan çok rahatsız ve devreye girmekte.
Rusya’nın İran’la hemfikir olarak bu coğrafyada iktidar dizaynlarında, ya eskileri yerinde tutma yada yeni isimlerini devreye sokmayı planlamakta.
İran kendisine yönelik tehditleri, bu ülkelerde oluşturduğu siyasi oluşumlarla önlemeyi hedefliyor.
İlginç olanı, İran’ın desteklediği siyasi oluşumlar, sadece İran ve Şii eksenli değildir. Batı’nın desteklediği ve gözüken farklı farklı oluşumların içerisine nüfuz edebilmiştir.
Suriye meselesinde bile, eski Sovyet Cumhuriyetlerini kendi dilinde konuşmaya mecbur bırakan Rusya, baskıyı diğer taraftan da İran üzerinden dizayn ediyor.
Geçtiğimiz günlerde Ermenistan Savunma Bakanı’nın PKK saflarında terör eylemlerine bulaşan ve öldürülen Ermeni asıllı Ermenistan vatandaşı olan PKK teröristinin evine taziye ziyaretinde bulunmasını da, bu genel tablo içerisinde değerlendirmek lazım ve ittifakların sınırlarını belirleme adına ciddi bir veri olduğunu da unutmamak gerekiyor.
İran, Azerbaycan dâhil Türkiye ile bağı olan ve kendine tehdit oluşturduğuna inandığı her ülkeyi dize getirmeyi kafasına koymuş.
Azerbaycan’ın haritasına baktığınızda sınır bölgelerde İran’ın, kuzeyden ise Rusya’nın etkili olduğunu görmekteyiz. Bu sadece ahalinin bu ülkelere sıcak bakması anlamında değil. İdeolojik olarak sınırlar tehdit altındadır. İran durmadan Türkiye aleyhinde, Azerbaycan ve Orta Asya coğrafyasında yeni teranelerin oluşturulmasında basın kurumlarını kullanmaktadır.
Bir zamanlar Türkiye aleyhinde bir cümle yazılmayan bu coğrafyada; İran, İsrail, Rusya ve FETÖ desteği ile Türkiye karşıtı düşünce zemini oluşturabilmiştir.
Azerbaycan Parlamentosu üyelerinden bir kaçının uçak krizinde, “Türkiye Rusya’dan özür dilemelidir” tekliflerinin seslenmesini de, bu genel politik çalışmaların sonucu olarak değerlendirmek lazım.
Rusya Suudilerle petrol anlaşması yaptı. Burada esas maksat petrolün fiyatlarının dibe vurmasının önüne geçme çabası olarak değerlendirilse de, buraya bir de Rusya Suudilerin selefi akımının, Rusya’da mevcut gücünün Putin’i tedirgin etmesiyle de izah etmek mümkün.
Rusya içerisinde 20 milyon Müslüman nüfus var ve burada Suudilerin etkisi esas akım olarak görülmektedir. Diğer bölümde ise İran etkisi, bayağı net belirlenmiştir.
Suudi Arabistan’la Türkiye arasındaki fikir birliğinden, Rusya pek rahatsız oldu. Suudi’lerin Rusya arazisindeki selefi akımıyla, gücünün siyasi olaylarda bir gün kendinden söz ettirebileceği ihtimali, Putin’in ödünü kopartmakta.
Petrol fiyatlarının bugünkü tablosunun esas mimarının ABD olduğunu herkes biliyor. Suudilerin, ABD ve genelde İngilizlerle ilişkilerinin iyi olduğunu da herkes bilmekte. Dolayısı ile ABD’nin istemediği petrol fiyat değişiminin, Rusya ve Suudi Arabistan’ın tek başına yapabileceği durum olmadığı da gün gibi aydın.
Rusya içerisindeki selefi tehdidi minimize etmek istedi. Fazla “İrancı” gözüküp, Sünni dünyayı kendine düşman yapmanın faturasının ağır olma ihtimalini hesaplamakta.
Rusya’nın Orta Doğu’da tek başına olmadığı, ABD’nin bu konuda kendisine destek verdiği ve bunun da belli sınırları olduğunu da hesaba katarsak, Suudilerle bir araya gelmesinde de ABD’nin izni olmaması mümkün gözükmüyor. Demek ki önümüzdeki süreçte ABD’nin yapmak istediklerini anlamamız gerekiyor ki, genel tabloyu okuyabilelim. Lakin net olan bir durum var. ABD; Türkiye’ye, birilerinin eliyle ayar verme çabasında. Buna karşı koyan bir direniş söz konusu olduğu için, bu ayar giderek zaman zaman şiddetini artıracak. Lakin sonunda tüm şartların ve herkesin, Türkiye ihtiyacını net olarak gösterecektir. Sadece Avrasya’da; ABD’nin hazırlayıp, lakin sonucun Rusya ve İran lehinde gelişmesi ihtimali olan devrimler esnasında, Türkiye’nin içerideki sorunlarla oyalandırılması gayretlerinden korkarım...