Türkiye, mütemadiyen hava sahasını ihlal eden ve uyarıları dikkate almayan Rus savaş uçağını sınıra yakın bir bölgede düşürdü. Türkiye’nin bu hamlesi bazılarını “aman Allah’ım biz ne yaptık” telaşına sevk etti. Bazıları doğrudan “Rusya’nın sesi”ne bağlandı. Akli selim ise konuyu ciddiyetle ele aldı ve Türkiye’nin sınırları ve Türkmenlerin güvenliği perspektifinden değerlendirdi.
Bayır Bucak Türkmenlerine yardım götüren MİT TIR’larının Paralel Yapı’nın o bilindik yöntemiyle, ihbar telefonuyla başlayan bir operasyonla durdurulduğu ve buradan Türkiye’yi Lahey’de yargılatmaya varacak bir ihanet planının ilmek ilmek örüldüğü günlerde Türkiye Suriye konusunda cendereye alınmak istendi.
Bayır Bucak Türkmenleri, Suriye’nin bütünlüklü ve demokratik geleceğini hali hazırda savunan tek unsur olan Suriye muhalefetinin bir parçasıdır. Bayır Bucak Türkmenlerine giden yardım Suriye muhalefetine giden yardımdı. Türkiye’nin DAİŞ’e yardım ettiği iddiasının mizanseni olarak gerçekleştirilen TIR kumpası ile birlikte Suriye’deki sürecin yönü büsbütün değişti. Esed’in Suriye halkına zulmü değil Türkiye’nin DAİŞ’e yardım ettiği yalanı konuşulmaya başlandı. Suriye’den DAİŞ, Esed, PYD, İran, Rusya, Türkiye’den PKK-HDP, FETÖ, CHP, MHP, bilumum eli silahlı sol örgütler, Gezici güruh bu yalanla coştu, kendinden geçti. Erdoğan’ı iktidardan düşürmenin manivelası haline getirildi bu yalan.
1 Kasım’dan sonra sesi karnına kaçanlar Türkiye Rus uçağını düşürünce “Türkiye Suriye’de çözümün adresi olmalı” demeye başladı. Mültecileri geri göndermeyi seçim vaadi sayanlara gelince, onlar ne dese anlamsız, boş...
Gelelim Rus uçağının Türkiye sava sahasında ne işi olduğu sorusuna?
Rusya aslında Esed kimyasal silah kullandığında ve ABD bu kendi ilan ettiği kırmızı çizgiyi çiğnediğinde indi buralara. İsyanın iç savaşa dönüşmesi, DAİŞ tiyatrosu, PYD’nin bütün Kürt unsurları bastırarak kantonlaşma stratejisiyle muhalefeti sırtından bıçaklaması falan hepsi aslında “yeni çözüm perspektifinin” kendini gerçekleştirmesi için atılan adımlardı.
Rusya Lazkiye’deki hava üssünü tahkim ettikten, kruvazörünü Akdeniz’e indirdikten, Hmeymim hava üssüne hava savunma sistemi yerleştirme kararı aldıktan sonra Suriye’de bu tarz bir çözüme daha yakınız! Bunun için yapılması gereken DAİŞ’i aktör olmaktan çıkarmak. DAİŞ misyonunu tamamladı zaten. Suriye’nin tek parça olarak devam edemeyeceği bir vasatın oluşmasını sağladı.
DAİŞ’i zayıflatmak yetmiyor ama. Rusya DAİŞ diye girdiği Bayır Bucak Türkmenlerini vuruyor çünkü Esed’den sonra ikinci müttefiki olan PYD’ye de alan kazandırmak istiyor.
Türkiye’nin ise bu saatten sonra yapabilecekleri belli ve sınırlı. Suriye muhalefetini olabildiğince desteklemek ve Cerablus Azez bölgesinin ve Türkmenlerin yerleşik olduğu alanın muhalefetin elinde kalmasını sağlamak.
Elin ABD’si, Rusya’sı kilometrelerce öteden stratejik partner beğenip ona göre cephe alıyorken bin kilometreye yakın sınırıyla ve barındırdığı 2.5 milyon mülteciyle savaşın mağduru olan Türkiye’nin muhalefete yardım etmemesi hem ahlaken hem de güvenlik stratejisi açısından düşünülemez bir seçenek.
Bütün ikazlara rağmen sınır ihlaline devam eden Rus savaş uçağını Türkiye’nin vurmaması diye bir ihtimal yoktu. Peki o uçak bunu bile bile ihlali neden sürdürdü? Başlıktaki sorunun cevabı burada işte: Suriye’de Esed’i kurtaracak bir ‘çözüme’ bugün daha yakınız.
Çözüm dediğim parçalanma, en iyi ihtimalle ayrılığı erteleyen federatif bir yapı.
Ve artık şunu da anlamak durumundayız, o çözümün Esed’li ya da Esed’siz olmasının çok da bir anlamı yok. Parçalanmış ya da federatif bir Suriye’de Esed artık Rusya’nın ve Nusayri halkın sorunudur. Rusya zaten kısa süre sonra Esed’i kendi eliyle değiştirir.