Bazı ülkeler ile bazı metaforlar özdeşleşmiştir adeta. Dünyaya “bürokrasi” kelimesini ve kavramını hediye eden bir Fransa mesela... Rusya denince de kuzey halklarının buz kesiği soğukluğunun yanı sıra bir de “Rus ruleti” oyunu aklınıza gelir.
Rusya’nın son dönemde izlediği politikalar da bir Rus ruleti oyununu andırıyor.
Haklılık ya da meşruluk zeminini hesaba katmaksızın bir ülkenin hava sahasını defalarca ihlal edeceksiniz. Üstelik bazı ihlallerde bu süre 15 dakikayı aşacak. En üst düzeyde uyarılmalara “Misafir kabul edin” şeklinde gayrıciddi cevaplar vereceksiniz.
Adeta mantolama yöntemiyle Suriye politikalarını Türkiye sınırında fiiliyata geçirmeye çalışacaksınız. Rus uçağı kılıfında muhaliflere Suriye politikalarını bomba olarak yağdıracaksınız. Sonra da egemen bir ülke size uluslararası hukuk sınırları içinde meşru bir karşılık verince de kişisel kapris ve neredeyse ergen tribi formatında bir davranış sergileyeceksiniz.
“Bir adım ileri, iki adım geri” Rusya’nın atası Sovyetler Birliği’nin teorisyenlerinden Vladimir İliç Lenin’in meşhur kitabının adıdır. Lenin’in izinden gidip, Sovyet döneminin son çeyreğindeki tutumları hatırlatırcasına politikalara sarılacaksınız.
Hegemonyanıza “one minute” denmesini sindiremeyip, yalana sarılacaksınız.
Domates, biber ambargolarının çeşnisi olarak da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ailesine yönelik iftira kampanyaları düzenleyip, “Türkiye, DAEŞ’den petrol alıyor” yalanına sarılacaksınız.
Bu iftiraya da Washington’dan Erbil’e dünyanın her köşesinden yalanlama gelince, sesinizin tonunu arlanmazca yükselteceksiniz.
Başta ABD Savunma Bakanlığı, ardından da Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi bu iftirayı yalanladı.
ABD, Rus vatandaşı isimleri açıkladı DAEŞ ile petrol ticaretine bulaşan. Irak Bölgesel Kürt Yönetimi de Rusya’nın delil diye sunduğu belgelerdeki petrol tankerlerinin kendilerine ait olduğunu ve Ceyhan limanına petrol taşıdıklarını açıkladı.
Yalancı durur mu?
Rus ruletinde kalan son barutuna kadar sürdürecek gibi iftiralarını.
Batı medyasının Rus yalanlarına “şimdilik” fazla prim vermediğini de not düşelim.
Diplomatik çabalara bir süre daha ergen tribiyle karşılık verecek gibi Moskova. Ama bir nokta gelecek ve kendisini yerkürenin kabadayısı sanmasının artık mümkün olmadığını birileri hatırlatacak Rusya’ya... Diyorum...