Rus Barış Gücü, Azerbaycan topraklarında işgalden kurtarılan özellikle Laçin koridorunda, kontrole başladığı günden itibaren Azerbaycan’da konuyla alakalı tedirginlik her fırsatta artmakta.
Tabii ki bunun haklı sebepleri de vardır. Mesela Barış Gücü temsilcileri olan Rus Ordusu mensupları, Hankendi’ndeki Ermeni güçlerinin işgalci temsilcileri ile olağanüstü iyi ilişkilerini açıktan gösterecek kadar pervasız tavırlar sergilemekte. Bir taraftan Barış Gücünün direk misyonu ortada ve kendi görev sınırlarını aşmaları, Azerbaycan Başkanı İlham Aliyev’in de sert cümlelerle dile getirmesine neden oldu.
Ermeni terörist gruplarının halen Azerbaycan’ın işgalden azat ettiği bazı kent ve köylerde provokatif eylemlere başvurması, pusu kurarak Azerbaycan Ordusuna karşı terör saldırıları uygulaması savaşın kağıt üzerinde bitmesine rağmen halen muharebelerin devam ettiğine dair fikir oluşturmakta. Ve böyle durumda “Rus Barış Gücü, eğer kendi görevini yerine getiremeyecekse neden geldi” sorusu çok sorulmakta.
Tabii ki bu görünen tabloda Azerbaycan tarafı ve kamuoyu, durmadan “nerede Türkiye” sorusunu sık sık sormaya başladı. Çünkü Azerbaycanlılar için makul görüntü, en az Rus Barış Gücü terkibindeki sayı kadar Türk askerinin görünür olması durumudur. Yani insanlar Türk askerini her ortamda görmek ve fiili ağırlığını hissetmek istiyor. Moskova, Azerbaycan’daki bu eğilimden ziyadesiyle haberdardır. Dolayısı ile Türkiye hem masada, hem sahada vardır ve görünür kadar görünmez boyutunu da dikkate alarak, okuma yapmamız gerekmektedir. Düşünebilir misiniz, başka hangi ordu için “gitme, kal” denilmiş... Hangi Devlet için “onsuz olmaz” denilmiş. “Masada Türkiye yoksa, masa yok” demektir, anlamını taşıyan yaklaşımlar, Türkiye dışında kimin için yazıldı, kime söylendi. İşte yabana atılmaması gereken durumdur bu. Bedel ödeyecek boyutu gösteren tek devlettir, Türkiye. O sebepten önünü kesme peşinde olanlar bile, bükemediği bileği öpmek zorunda kalacaktır.
Rus Barış Gücü konusuna devam edelim. Rus askerlerinin anlattığım boyuttaki tavırları, süreci olumsuz etkilediği gibi hem de Ermeni çetelerine rövanş cesareti vermekte.
Tabii ki Ermenistan’ın şimdiki durumu, devletçilik temellerinin neredeyse ortadan kalkması tablosu, yeniden savaş ortamından çökeceği kanaatini zaten oluşturmakta. Lakin anlaşılan Ermenistan içindeki siyasi güçler arasında karşı durma, Karabağ üzerinden halen devam etmekte ve Rusya bu durumu bir an önce dönüştürme peşinde.
Karabağ’ın tamamında Azerbaycan Ordusunun ve Azerbaycan istihbarat servisinin operasyon gücünün etkisi her geçen gün net gözükmektedir. Azerbaycan Ordusundaki Rus eğiliminde olan isimlerin dışlanması da, sürecin olumlu sonuçlanmasına hizmet eden önemli amildir. Ve tabii ki güvenli istihbarat servislerinin milli, yerli profesyonellere teslim etmekle, Aliyev esaslı dönüşümün yolunu oluşturmuş oldu.
Dolayısı ile “sahaya hakim bir Azerbaycan” portresi söz konusudur. Lakin burada istenilen şey galiba nihai anlaşma belgesine imzanın atılmamasıdır. Batı ile Rusya arasındaki gerilim, bir boyutu da Kafkasya’daki hesaplaşmada ön plana çekilecektir.
Rusya içinde Putin’e rağmen absürt tekliflerle kulis oluşturma gayreti de söz konusudur. Mesela Karabağ’daki Ermenilere “Rus pasaportu verilsin” gibi saçma teklifler de, bugünlerde Rusya’da kulislerde dolaşmakta.
Tabii ki bu durum Rusya için felaket olur. Ve tabii ki Putin o nedenle, böyle tekliflere kapısını kapatmış durumda. Ermenistan’daki siyasi durumu dönüştürme peşinde olan Rusya, kendine yeni sorun değil, mevcut sorunu çözme peşinde. Azerbaycan’la ilişkileri bozarak ise, bu mevcut sorunu çözme durumu zordur ve mümkün değil. Rusya, Türkiye’nin bölgeden varlığını Azerbaycan devlet aklı üzerindeki etkisini, her gün her masadaki tartışmalarda görebilecek kadar akıllıdır. Dolayısı ile yeni süreç savaşı bitirmiş gözükse de, halen masada itişmelerin devam ettiğini bize izah etmekte. Demek ki şimdilik ilk raundu kazanmış olsak da, halen çekişmelerle dolu süreç devam ediyor. Bu sebepten Azerbaycan toplumundaki birlik ruhu, bu sürecin tam kazanılması için en önemli anahtardır.