Okullar tatil oldu ya, çocuk kanalları ve reklam ilişkisine dair yazmak yine şart oldu.
TRT Genel Müdürü Şenol Göka doğru bir kararla TRT Çocuk’u reklam pastası dışına çıkardı. Kamu yayıncısı olarak TRT doğruyu yaptı ve bu yapılanın kıymetini herkes bilmeli. Ancak özel çocuk kanallarında durum farklı.
O kanallar yaşamak ve yayınlarına devam etmek için gelir elde etmek zorundalar.
Buraya kadar olana bir diyeceğim yok ama devamında biraz sıkıntı var.
***
Yasal olarak dayanağı yoktur ama keşke RTÜK çocuk kanallarında reklamı yapılan oyuncakların fiyat araştırmasını bir yapsa ve kamuoyuna açıklasa.
Eğer oyuncaktan söz ediyorsak, reklamı yapılan oyuncakların fiyat aralıkları 150 ile 500 lira arasında.
Eğer oyun hamurlarından söz ediyorsak, normalde 5-10 liraya satılan hamurları oluşturulmuş bir senaryo ve o senaryoya uygun kalıplarla 70-80 liraya satıyorlar.
Burada önemli bir nokta var: Çocuklar bir sürü yerde etkileşim halinde ve bir çocuk televizyonda reklamlarda gördüğü bir oyuncağı yaşıtı olan bir başka çocuğun elinde gördüğünde mutlak sahip olmak istiyor.
Tamam özel çocuk kanallarında reklam olsun ama ithalatçı ya da üretici firmalar ara sıra herkesin ulaşabileceği oyuncakların da reklamını yapsalar keşke.
***
Şu sağlıksız beslenme işinden de söz etmek lazım biraz...
Hemen her firma çocuklar içinsağlıklı ürünler de üretiyor ama çocuk kanallarındaki reklamlarda sağlıklı ürünler az diğer ürünler çok fazla reklam olarak dönüyor.
Evet bu noktalarda yaptırım çok kolay olmasa bile bazı etik kriterler konulabilir daha doğrusu konulmalı.
***
Bu aralar herkes RTÜK’ün uydu yayını yapan kanallar hakkında açtığı soruşturma ve kapatma kararlarını konuşuyor.
Bence çok doğru bir iş yapıyor RTÜK, cebine 500 bin dolar koyan, iki kamera, bir yayın masası kiralayıp televizyonculuk yapamamalı, halkın kandırmamalı...
Bu örnekleri çok gördük... Arkadaşlar arasında piştide doktor diye anılan bir adam bile ekrana çıkıp ben doktorum diyebiliyor.
Ancak bu yetmez, RTÜK bir de Anadolu’da yayın yapan kimi televizyonlarda insanların manevi duygularının nasıl istismar edildiğini de araştırmalı.
Canlı yayında bel fıtığını iyileştiriyorum diye dua okuyan falan adamlar var maalesef...
Sonuç olarak ekran dediğimiz şey çocukların ve iyi niyetli insanların sömürülmelerine aracı olmamalı.
RTÜK’ün bu konuda yetkileri belli zaten yasak yerine de etik ilkelerle sorunlar çözülmeli...
Herkesin bütçe tutturma derdinde olduğu bir dönemde bu yazdıklarımı umursayan pek olmaz ama fark etmez.
Uymasalar bile onlar da söylediklerimin doğru olduğunu biliyorlar...