RTÜK’ün Yeni Türkiye’yi savunan TV kanallarına saldırısı devam ediyor. Bu milletin yüzde 50’sinin oyunu almış bir siyasi partiye destek veren TV kanallarının ekonomik olarak batması için elinden geleni yapıyor RTÜK. Bir de bazen sahtekarca muhafazakarlık gösterileri yaparak bizim kanallarımıza saldırıyor ki, çok gülünç bir durum. Tüm Türkiye’yi kucaklayan ATV kanalında mini etekli bir hanım çıktığı zaman bile bazı üyeler bunu bile ceza konusu yapmaya kalkarken, Aydın Doğan’ın kanallarında çırılçıplağa yakın kadınlar bile çıksa bu durum muhafazarlıklarına dokunmuyor bazı üyelerin. Fox, Ciner ve Şahenk’in kanallarının da RTÜK ile arası çok iyi ve onlara herşey serbest. Bu arada Acun da RTÜK’ü bağlamayı iyi becermiş ama bizim medya grupları hatta TRT bile olsa basıyorlar ağır cezayı.
Bu arada Acun’u severdim ve Cumhurbaşkanımıza desteğini de samimi bulurdum. Acun’un bu noktalara gelmesinde de Cumhurbaşkanımız ve ailesinin büyük destekleri oldu ama Cumhurbaşkanımızın hapse atılması ve Lahey’de yargılanması için yapılan sosyal kampanyanın mucidi Ali Taran denen tefessüh etmiş adamı Acun’un yeniden piyasaya sürmesini büyük bir terbiyesizlik olarak görüyorum.
Ali Taran denen adamın 7 Haziran öncesi Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın hapse sokulması için “Milletçe Alkışlıyoruz” başlıklı çirkin kampanyanın mucidi olduğunu bilmeyen yok. Buna rağmen Acun Ilıcalı Cumhurbaşkanımızı hapse sokma hayalleri kuran Ali Taran’a büyük imkanlar sunarak kanalının yıldızlarından yaptı. Elbette bir eğlence kanalında her siyasi görüşten insan çalışır. Nitekim Gani Müjde ve Gülse Birsel gibi birçok Erdoğan muhalifi Acun’dan büyük rant indirdi ve ben bunu eleştirmedim. Ama Cumhurbaşkanımızın hapse sokulması için CHP ile kampanya düzenleyen tefessüh etmiş Ali Taran bu kategorinin dışındadır. Cumhurbaşkanımız ve ailesine büyük ayıp etmiştir Acun...
21 Ekim 2015’te oybirliğiyle aldığı skandal kararın belgesini yayınlamamdan sonra RTÜK’ün AK Parti sayesinde o makamda oturan adamlarının da bu ihanet kararının altında imzası olduğu anlaşıldı biliyorsunuz. Geçen hafta RTÜK sayesinde karasal yayınları devam eden FETÖ kanalları ve radyoları ortak bir ihanet yayını yaptılar. Hepsi birden tek elden yayına geçtiler ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne Putin’in kanallarından bile daha sert şekilde saldırdılar. Bu ihanete vesile olan da RTÜK denen lağvedilecek kurumdur. 2016 yılı içinde RTÜK’ün lağvedilmesi kesindir. Ankara’da bu konuda hazırlıklar tamamlanmak üzere...
Taha Yücel’den Hamit Ersoy’a İlhan Yerlikaya’dan Nurullah Öztürk’e 4 AK Parti üyesi de Samanyolu Haber Radyo ve Dünya TV isimli Fethullahçı terör örgütü yayın organlarının lisansını uzattınız ve FETÖ TV kanallarının da karasal yayın hakkını hala ve hala iptal etmiyorsunuz. Yine ve yeniden söylüyorum ki AK Parti’nin oraya atadığı 4 isim de hem AK Parti’ye hem de daha önemlisi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ihanet etmiştir.
Bu rezaletin telafi edilebilmesi için RTÜK Başkanı olan İlhan Yerlikaya’nın yapacağı şey bellidir. BTK Başkanı RTÜK Başkanı’na örnek olmalıdır. BTK bir kararla tüm bürokrasiyi dağıtma kararı aldı ve çok doğru iş yaptı. Gazetelerde bu haber ayrıntılarıyla yer aldı. RTÜK Başkanı da BTK’da yapılanı emsal almalı ve Muhsin Kılıç ile Hikmet İnce başta olmak üzere tüm Fethullahçı bürokratik dokuyu dağıtmalıdır.
Bunun formülü de bellidir... RTÜK Başkanı bir basın toplantısı düzenler ve haklarında bu kadar iddia olan bürokratlarla çalışılamayacağını söyler. Başkanlık yetkilerini ve gücünü kullanarak zaten tüm kritik yerlerdeki isimleri değiştirebilir. Daha fazlasını ise kurul gündemine getirir. FETÖ üyeleri olan isimlerin RTÜK kadrolarından çıkarılmasını gündeme getirir. Bu olaya kim karşı çıkarsa da “akla kara” belli olur ve devlet hafızası bunu unutmaz. RTÜK Başkanı artık inisiyatif koymak zorunda. Cumhurbaşkanımız ile olan görüşmesinde de Yerlikaya inşallah gerekli mesajları almıştır. Bu durum böyle gitmez...