Tekerlekli Sandalye Basketbol Ligi’nde çıkan olayları gördünüz mü? Sahada ne oynandığı kimsenin umurunda değildi.Galatasaray-Beşiktaş forması giymiş adamlar halk oyunu ya da halat çekme yarışması yapıyor olsaydı da sonuç değişmeyecek yine olay çıkacaktı.Kimse kusura bakmasın bu nefret tablosunda televizyonlardaki adı spor içeriği sadece fanatizm olan programlarında etkisi var.
***
Basit bir örnek vereyim, daha 3 hafta önce bir yorumcu çıkıp, havalimanında olay çıkaran taraftarlara “Hayvanlar” dedi.Aynı gece bir başka kanalda söz konusu takımın amigolarından biri hayvanlar diyen yorumcu için “Sokakta nasıl yürüyecek” diye aleni bir tehdit cümlesi kurdu. Yetmedi bir başka yorumcu “Hayvan diyen hayvan oğlu hayvandır” dedi. Olay çıkran taraftaları küfürle eleştiren bir yorumcu,küfüre tehditle karşılık veren bir amigo, küfürü küfürle eleştiren bir başka yorumcu.
***
Fanatizm programlarındaki telefon bağlantılarını da hatırlayalım. Mesela “Karının arkasına saklanma” nasıl bir cümledir ve spor programında ne işi var bu cümlenin?Ekrana çıkan her yorumcu “Konuşturma beni” “Konuşursam fena olur” deyip duruyor.Konuşan yok ama hep bir tehdit hep bir korkutma sindirme çabası...
***
Futbol üzerine konuşarak popüler olmak daha kolay, bu doğru.Elbette her isteyen bu konuda ahkam kesebilir ama bu işin bir de sorumluluk sınırı olması lazım.Taraftarları geren, sporu kişisel popülerliği uğruna kavga, dövüş arenası haline getirenlere dur denmeli. Kanal sahipleri reyting uğruna bu çizgiye gelemedikleri için iş yine maalesef RTÜK’e düşüyor. RTÜK sorumluluğunu bilemeyenlere ekranda olmanın ne demek olduğunu ve ağızdan çıkanı kulakların mutlaka duyması gerektiğini gerekirse ağır cezalar vererek öğretmeli. O cezaların hiçbiri sakat oyuncuların tekerlekli sandalyelerinin kırılmasından daha önemli de değil ayrıca...