Geçen yazıda da ifade ettiğim gibi RTÜK bir FETÖ karargahı olmuştur. Bunun ispatı çok basit bir temele dayanıyor. Niye Türksat ve Digitürk FETÖ kanallarını yayın bandından kaldırdı? Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve Sulh Ceza Hakimliği kurumlarının bu kanalların terör örgütünün medya organları olduğu yönünde kararı olduğu için. Yani Türksat ve Digitürk hukukun gereğini yaptılar ve bu FETÖ kanallarını iptal ettiler. Aynı Başsavcılık ve Sulh Ceza Hakimliği kararı RTÜK’e de gitti. Resmi savcılık ve hakimlik kararıyla Fethullahçı terör kanalları olan bu TV’lerin karasal yayın hakkı niye iptal edilmedi? Şu an hala çatal anteni olan herkes FETÖ kanallarına maruz kalabiliyor. Aynı şekilde Fethullahçı terörün radyo kanalları da hala yayınlarında sabah akşam Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine propaganda faaliyetlerini sürdürüyor. RTÜK hukuka direniyor ve bu terörist kanalların karasal lisansını iptal etmiyor. İşte geçen yazımda bahsettiğim RTÜK’teki paralel çete resmen hukuku çiğniyor. Bunun elbette hepsine çok ağır hukuki bedelleri olacak. FETÖ soruşturmasının RTÜK ayağında çok sayıda kişi yargılanacak...
Sözde AK Parti kontenjanından olan Davut Dursun da kendi başkanlığı döneminde ve 17 Aralık süreci boyunca FETÖ kanallarını hep korudu ve kolladı. Bu açıkça suçtur. RTÜK’teki sözde AK Parti üyeleri -bazı istisnalar hariç- hep devlete karşı paralel çetenin yanında yer aldılar maalesef. AK Parti de kendini bu konuda sorgulamalı artık. Öte yandan benim geçen yazımdan sonra ortalığı ayağa kaldıran Hikmet İnce kurum içi en güçlü bürokratlardan biri. Hikmet İnce isterse mahkeme kararına dayanarak FETÖ TV’leri ve radyolarının lisansını hemen iptal edebilir. Mevzuata göre savcılık ve hakimliğin resmi kararını bürokratlar işleme sokar. O mevzular siyasi atanan üyelerin yetkisinde değildir. RTÜK’teki daire başkanlıkları o konularda yetkilidir. Siyasi üyeler sadece kanallara ceza vermek konusunda yetkili. Nitekim RTÜK’teki CHP-MHP-HDP koalisyonu Ahaber ve 24’e adaletsizce cezalar yağdırmaya devam ediyor. Dahası Atatürkçü bir kanal olan Ulusal TV’ye de Fethullahçı örgütü eleştirdiği için CHP-MHP-HDP koalisyonuyla cezalar yağdırılmış. Hemen yarından tezi yok RTÜK üyeleri yeni TBMM aritmetiğine göre yeniden dizayn edilmek zorundadır. Hemen bu konuda bir yasa bu haftaiçi çıkmalıdır...
Fakat dediğim gibi Hikmet İnce gibi paralel yapı ile mücadele ettiğini söyleyen bürokratların yasal yetkisi dahilinde yapacakları çok iş var. Hala karasal bandından FETÖ kanalları çıkıyor. Hikmet İnce hemen yarın bu FETÖ kanallarının karasal yayın hakkını mahkeme kararına dayanarak iptal et. FETÖ radyolarının frekans hakkını hemen bu mahkeme kararına dayanarak iptal et. Bu işi istersen yaparsın, çünkü yetkin dahilinde. Niye yapmıyorsun? Bu işi yaparsan seni bu köşede alkışlayacağım. Ama hiçbirşey yapmayıp sağı solu ararsan buna başka şey denir. Ayrıca sana başka sorularım var...
FETÖ kanallarından Yumurcak TV’nin lisans ücretini ödemeden lisans aldığı tespit edildi. Bu durum soruşturulmalık oldu. Neden 6112 sayılı RTÜK kanunu 32. maddesi 7. fıkrası gereğince yayın lisansını hile aldığı açık olan kanalın lisans iptali yapılmadı Hikmet İnce? Neden bu durum sümenaltı edildi? Neden FETÖ kapsamında gelen savcılık ve hakim kararları ile bu grubun 6 tane ulusal radyo yayını ve karasal ulusal TV yayınları için bir lisans iptaline gidilmedi? Bırakın bunları FETÖ kanalları hakkında en küçük bir uyarı dahi neden yapılmadı? Neden bu işlerden sorumlu olan Muhsin Kılıç ve Hikmet İnce bu FETÖ yayınlarının devamını sağladı?
Ayrıca Fethullahçı terör örgütünün bir illegal uzatısı olan Cihan Radyo’nun genişlemesi konusunda neden bu kadar fedakar davranıldı? Neden Fethullahçı terör radyolarına 80 ayrı yerde frekans tahsisi yapıldı? Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kırmızı kitabına 1 numaralı tehdit olarak giren Fethullahçı terör örgütüne neden bir ket vurulmayıp, bütün her yerde frekans çalışması yapılıp cömertçe her yerde frekans ve yayın izni verildi? Bunları yapanların hepsi suçişlemiştir ve yargılanacaktır. Tüm bu devlete ihanetlerin odağında RTÜK yer alıyor. Devletin ilgili kurumlarının güvenlik ve istihbarat raporlarında gerekirse RTÜK’ün kurum olarak lağvedilmesi ve HSYK tarafından tahsis edilecek tek dereceli basın mahkemelerinin RTÜK’ün yetkilerini devralmasından bahsediliyor. Bana göre de ideal yol budur, böylece tüm bu gereksiz bürokrasi ortadan kalkar. Şu anki HSYK, Türk milletinin gurur kaynağı bir adalet konseyidir. HSYK’mızda Atatürkçüler, ülkücüler, solcular ve muhafazakarlar yani milletimizin tamamını temsil eden hukukçularımız bu milletin adalet ve güvenliği için çalışıyorlar. HSYK’nin tayin edeceği sadece bu meseleyle ilgilenecek hakimler heyetleri TV ve radyo hukukuna dair her meseleyi çözerler...