RTÜK Ahaber’e ceza yağdırmaya devam ediyor.
Benim her hafta konuk olarak katıldığım “Memleket Meselesi” programına da idari para cezası vermişler.
İlginç bir hikâye…
Bir devlet organının nasıl FETÖ organizasyonuna dönüştüğünün aynı zamanda trajik bir hikâyesidir bu…
***
Tarih: 2 Haziran 2015.
“Memleket Meselesi” programında ben ve Cem Küçük, Fethullahçı terör örgütünü eleştiriyoruz.
O gün FETÖ’nün medyadaki elebaşlarından biri olan Ekrem Dumanlı katıldığı FETÖ kanallarından birinde Cumhurbaşkanımıza isim vermeden hem ağır suçlamalarda bulunmuş, hem de tehditler savurmuştu.
Ben konuşmamda bu haddini bilmeyen FETÖ tetikçisine hak ettiği cevabı, anladığı dilden verdim.
Tabii Pensilvanya’daki o hain ve işbirlikçi zattan da “çakma şeyh” diye bahsederek…
Cem Küçük kardeşim de her zamanki gibi malum terör örgütüne yönelik eleştirilerini dile getirdi.
Bunun üzerine F. Gülen vekili sıfatıyla Av. Nurullah Albayrak 8 Temmuz 2015 tarihinde RTÜK’e suç duyurusunda bulunuyor.
Güya biz 6112 sayılı Kanun’un ilgili bendinde belirtilen “küçük düşürücü vs..” beyanlarda bulunarak kanunu alenen ihlal etmişiz!....
RTÜK İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı bu dilekçe üzerine konuyu uzmanlarına incelettirip bir rapor hazırlıyor.
O raporda varılan sonuç şu: “Programda dile getirilen görüşlerinin doğruluğunun ya da yanlışlığının tarafımızca açıklığa kavuşturulması mümkün olmadığı, bunların ancak bağımsız mahkemelerce karara bağlanabileceği değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, A Haber logolu medya hizmet sağlayıcının söz konusu yayınında 6112 sayılı Kanun açısından bir ihlal bulunulmadığı, şikayetçinin düzeltme ve cevap hakkını kullanabileceği değerlendirilmiştir.”
Peki RTÜK üst kurul üyeleri ne yapıyor dersiniz?
Daha doğrusu üst kurulun AK Parti dışındaki üyeleri, yani CHP, MHP ve HDP’li üyeleri sayısal çoğunluklarına dayanarak tam tersi bir karar veriyorlar.
Dedikleri şu: “… 6112 sayılı Kanunun 8'inci maddesinin 1'inci fıkrasının (ç) bendinde yer alan; “kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez.” Hükmünün ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.”
Tamamen siyasi ve sübjektif bir değerlendirme…
Sanırsınız ki hazretler konunun uzmanları…
FETÖ eleştirisi nedense onları rahatsız etmiş.
FETÖ tetikçilerine yönelik eleştiriler de onların hassasiyetlerine dokunmuş.
Ne hikmetse her üç partinin üyeleri (5) aynı sonuca varmışlar. AK Partili üyelerin (4) muhalefetine rağmen bu kararı vermişler.
Şimdi sıkı dursunlar…
***
Diyelim ki F. Gülen’i küçük düşürücü söz söylenmiş bile olsa devlet ve millet düşmanı olarak Milli Güvenlik Kurulu belgesine girmiş bir örgüt liderini savunmak bir devlet organında vazife yapan üyelerin nasıl işi olabilir?
F. Gülen’den “Çakma şeyh” diye bahsetmek “küçük düşürmek” anlamına mı geliyor ey malum RTÜK üyeleri?
Hiç kimseye iftira atmadık.
Atmayız da.
Düşmanımıza karşı bile mertçe vuruşmayı esas alan bir anlayışın mensuplarıyız.
Devletimizin ve milletimizin bekasını tehdit eden bir terör örgütünün liderine, yöneticilerine ve mensuplarına yönelik eleştirilerimizin dozu elbette sert olacaktır.
Hatta şoke edici nitelikte olacaktır.
“Şoke edici” nitelikte olması, düşünce özgürlüğünün bir gereğidir aynı zamanda.
Düşüncelerimizin eleştiri sınırlarını aştığına hangi kritere göre karar verdiniz acaba?
“Yezid”, “Fravun”, “Hırsız” diye suçlamalarda bulunanlar eleştiri haklarını kullanıyor olacaklar ama biz o terör örgütüne mensup müptezellere anladıkları dilden cevap verdiğimizde eleştiri sınırlarını aşmış olacağız yani öyle mi?
RTÜK’ün malum üst kurul üyeleri Fethullahçı terör örgütüne bu şekilde arka çıkarak suç işliyorlar.
FETÖ’ye karşı çıkan kanallar üzerinde RTÜK’ün demoklesin kılıcı gibi tutulması alenen bir terör örgütüne arka çıkmak anlamına gelir ki bu zinhar kabul edilemez.
FETÖ’yü eleştiren her yazara ve hatta milletvekiline adeta aba altından sopa göstermeye çalışmak bir devlet organında vazife gören üyelerin işi olamaz elbette…
Şimdi soruyorum o RTÜK üyelerine: Diyelim ki Abdullah Öcalan veya Cemil Bayık bu tarz eleştirildiğinde avukatları kalkıp RTÜK’e başvuruda bulunsa gene aynı kararı mı vereceksiniz?
PKK ayrı FETÖ ayrı diyecekseniz o zaman durduğunuz yer sorunlu bir yerdir.
Ve bu alenen terör örgütlerinden birine hamilik yapmak anlamına gelir.
Ha iş dünyasından birilerinin yardım ve yataklık yapması, ha devlet organlarından birinde çalışan üyelerin yardım ve yataklık yapması, bence ikisi arasında hiçbir fark yok.
***
Bu RTÜK üyeleri bundan sonra hiçbir şekilde ağızlarına düşünce özgürlüğünü almasınlar.
Medya özgürlüğünden bahsetmesinler.
Çünkü onlar tam bir sansür kurulu gibi çalışıyorlar.
Tam bir vesayetçi anlayışla hareket ediyorlar.
Vesayetçi ve cezalandırıcı anlayış mensuplarının ağızlarına düşünce ve medya özgürlüğü lafları hiç yakışmaz.