Recep Tayyip Erdoğan kör düşmanlığında birleşenler, Cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşadıkları büyük hezimetin ardından birbirlerine düştüler. Beklenen akıbetti.
Seçim dönemi her ne kadar tek bir vücut gözükseler de kalpleri bir değil darmadağındı; zahirde yaptıkları zoraki kalp işaretinin ömrü de bir tur sürdü. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda ırkçılığın dibini sıyıran söylemleriyle kalp işareti az daha yerini Nazi işaretine bırakacaktı.
Seçimi kazansalardı ülkenin kaynaklarını yemek için kavgaya tutuşacaklardı şimdi ise partilerindeki mevkilerini korumanın derdindeler. Seçim öncesi Kemal Kılıçdaroğlu ile devlette koltuk pazarlığı yapan gazetecilerden tutun da milletvekili borsasına kadar çok çirkin iddialar var. Bu iddialar bize ait değil. Tarafların ifşalarından mezkûr iddialardan haberdar oluyoruz.
Millet İttifakı'nı oluşturan iki ana unsur olan CHP ve İP'teki kongre süreçleri sırasında kendi aralarında yaşanmış çok daha büyük rezillikleri duyacağımızdan emin olabilirsiniz.
Cumartesi günü İP kongresinde Genel Başkan Meral Akşener'in kendi partisine yönelik sözleri ben söylesem davalık olurduk. Akşener parti mensuplarının gözlerini doyuramamaktan şikâyetçiydi: "Öyle çirkinlikler oldu ki günlerce uyuyamadım. Milletvekili oluyor, yetmiyor. GİK oluyor, yetmiyor."
Düşünün bir partinin genel başkanı parti mensuplarının açgözlülüğünü ayan beyan anlatmak zorunda hissediyor. Akşener parti mensuplarını bir de sorumluluktan kaçmakla itham etti: "200 kişilik kurucular kurulu koyduk. Herkes borç çıkardı! Çocuğunun çikolata parasını koyduğunu iddia ettiler, bazısı, ben master paramı koydum dedi. Biz hanginizden para istedik? Hepiniz buradasınız! Meclis'e girdiniz, milletvekilleri para mı istedik sizden? Bugün sizden para mı isteniyor? Genel merkez yapıldı, 15 liralık çöp kutularını aldım ben. O gün bana, bu parayı nereden buldun diye niye sormadınız? Nasıl buldun, nereden buldun niye demediniz? Çünkü sorumluluk almanız gerekiyordu doğru mu, kaçtınız!"
Kendisi hakkında parti içinde konuşulan "Milletvekili sıralamalarını sattı" iddiasına da şu ağır sözlerle cevap verdi: "Hiçbir düşmanımın, rakibimin benimle ilgili asla iddia etmedikleri, söylemedikleri pis iftiralara şahit oldum. Ama affetmeyeceğim. Vallahi affetmeyeceğim! Bana iki şey bu ülkede söylenemedi. Kendi arkadaşlarım söyledi! Affetmeyeceğim, hesaplaşacağız! Biz bugünlere koltuk sahibi olmak için gelmedik. Zengin olmak için de gelmedik. Bunu hayal edenler kapı dışarı. Biz bugünlere kendi ikballerimiz için de gelmedik."
Akşener'in sözleri yenilir yutulur sözler değil. Yukarıda da yazdım ya, ben söylesem bana dava açarlar.
Partisinin mensuplarına "Açgözlüler, sorumsuzlar, terbiyesizler" diyen Akşener konuşmasında halktan partisine güvenmesini istedi. "Rotamız net, pusulamız millet" sloganıyla yapılan kongrede görülen şu ki, İP'nin rotası da pusulası da şahsi menfaat üzerine kurulu. Genel Başkanları'nın kongredeki sözleri ortada. Kongre üyeleri Genel Başkanları'na itiraz etmek şöyle dursun ayakta alkışladılar. Gelin de bu partiye oy verin!
Akşener sadece kendi partisini darmadağın etmedi. Kongredeki konuşmasında içinde bulunduğu Millet İttifakı'nı dağıttı. Ona da inşaallah bir dahaki yazımda değineceğim. Şunu not düşerek bitireyim: Millet İttifakı'nı oluşturan unsurlarda seçim sonrası patlayan cerahati gören halk, iyi ki bunlar seçilmemiş diyor.