İTALYA denince elbette yemek delisi bir yemek yazarı olarak Toscana’dan başka bir yeri göz görmez, gönül istemez. Ancak her şey yemek odaklı olamaz. Ve bu şehir bunu son derece iyi hissettirdi bana. MÖ 8. yüzyılda Palatino Tepesi’nde ilk yerleşimlerin başladığı Roma, tarih boyunca büyük imparatorlukların vatanı olmuş. Vatikan gibi dini bir yönetim merkezi, yetiştirdiği onlarca büyük sanatçı, Leonardo Da Vinci, Michelangelo, Rafaello gibi Rönesans’ın büyük ustaları izler bırakmış. Bugün her sokak arasından fışkıran, şehrin birçok yerinde göğe yükselen kalıntılar, dev binalar şehrin yaşanmışlıkla dolu bir hayatı olduğunun göstergesi... Bu izleri ne yangınlar ne depremler ne de savaşlar silebilmiş. Sadece Vatikan’daki heykeller önünde bir saniye durulsa bir insanın 12 yılını alırmış, gerisini siz düşünün. Burada Roma tarihini anlatmaya kalkmayacağım, öğrendiklerimi anlatmak istesem de buraya sığdıramam. Giderken bana söylenenler kulağımda çınlıyor: “3-4 gün yeter de artar.” Ne yetmesi, ne artması Allah aşkına? Roma’yı hakkıyla gezmek için bir sene orada yaşasanız az gelir. Yemekleri konusuna gelince... Haydi buyurun Roma sofralarına!
NE ÖZELLİĞİ VAR Kİ?
Eski Roma dönemini zenginliği ve imparatorların yemeğe düşkünlükleri, fethedilen bölgelerden getirilen yetenekli aşçılar burada tüm İtalya’ya yayılan zengin bir yemek kültürü oluşturmuş orası kesin. Ve yine kesin olan Mısırlı, Yunanlı ve Yahudi geleneklerinden mutfaklarına yansıyan esintiler... Üstelik dünyada ilk yemek kitabının yazarının bir Romalı olduğu söylenir.
Roma’daki lezzetlerden konu açılınca dünyanın hemen her yerinde akla ilk dondurma gelir. Açıkçası Roma’da dondurma yerken 12 kişilik grubumuzun tamamında aynı his oluştu: “Ne özelliği var ki şimdi bu dondurmanın?” Güzel orası kesin, belki müthiş bir özelliği yok ama burada canım Kahramanmaraş dondurmasını yemek için nazlananlar bile Roma’da dondurma kuyruğuna giriyorsa birincisi bu bir PR başarısıdır, ikincisi de sunum... Renkler, çeşitler, vitrinler müthiş albenili...
ÜÇÜNCÜ?SINIF?PİZZA
Yeğenimin nikahı için İtalya’ya gitmek durumu hasıl olduğunda vize için birkaç kez İtalyan konsolosluğu yollarını arşınladım. Konsoloslukta yemek yazarı olduğumu anlayınca birkaç görevli etrafıma yanaşıp “Eee ne yiyeceksiniz bizim memlekette?” diye sordu. Bol bol mantar ve enginar yiyeceğimi söylediğimde de şaşırdılar. “Nereden biliyorsunuz, herkes pizza için gider İtalya’ya” dediler. Eee, o kadar olsun, dersimi çalışıyorum!
Roma’da bulduğum her fırsatta mantar ve enginar denemeleri yaptım. Zaman darlığından gruptaki herkesin tabağına musallat olup daha fazla lezzet denedim. Çok çok yemek tattım. Genel olarak şunu söyleyebilirim; Roma’da sıradan hatta kötü yemeklere rastlama olasılığınız az değil. Öyle dendiği gibi “Roma’da her yerde yemekler müthiş” durumu yok. Turistik yerlerden uzak durun ve otantik, geleneksel mutfağı olan yerleri bulun. Lezzet açısından benim için gerçek bir altın madeni Yahudi gettosuna mutlaka gidin ve orada Gigetto’da kızarmış enginar, adaçaylı işkembe yiyin. Bu önerimi not defterinize mutlaka kaydedin. Aynı bölgede ‘Beppe’ isimli peynir evini sorun, soruşturun ve mutlaka bulun. İnanılmaz ekmekler, grisiniler ve elbette nefis yıllanmış parmeciano ve çeşit çeşit peynirlerle öyle büyük bir keyif alacaksınız ki size o ana kadar Roma sokaklarında yediğiniz üçüncü sınıf pizzaları unutturacak.
DOMATES?VE?FESLEĞEN?ARADIM
Pizza, Roma sokaklarında hemen tüm İtalyan bölgeleri gibi her an karşınızda oluyor. Unutmak mümkün değil elbette! Sokak pizzası satan yerler dolu, lezzet olarak inanılmaz farklı. Hemen her önüme çıkan yerde bir parça pizza denedim ve içlerinde en çok havaalanında burun bükerek ısırdığım pizzayı beğendim, müthişti!
Roma’da beni en çok hayal kırıklığına uğratan domates, fesleğen gibi taze malzemelerin tabaklarda yer almaması oldu. Hamur odaklı bir mutfakları olduğunu sağır sultan bile duymuştur elbette ama özellikle kekik ve fesleğenin her yemekte, salatada fışkıracağını düşünmüş, garnitür olarak bol bol yeşillik hayal etmiştim. Oysa Roma’da sokak yiyecekleri demek makarna, pizza ve bol bol tatlı kurabiyeler yani bol bol hamur işi demek. O yüzden, Roma’ya giderseniz her öğün bir de salata yemeğe özen göstermenizi sindirim sisteminizin rahatlaması açısından mutlaka öneririm. Üstelik salataları gerçekten nefis!
AYDAN’IN ROMA’DAKİ ‘EN’LERİ
En güzel yemek: Gigetto’da Kızarmış enginar, kabak çiçeği ve mezgit balığı.
En güzel salata: Bol bebek rokalı ve tereli, iri rendelenmiş parmesanla servis edilen çiğ bebek enginar salatası.
En güzel pizza:
Margarita.
En güzel atıştırmalık: Domates ve fesleğenli, bol sarımsaklı klasik bruschetta.
En güzel makarna: Özellikle enginarlı makarna ama iyi bir yerdeyseniz hemen her makarnaları harika.
En güzel dondurma: Frutta Ripiena denilen dondurulmuş meyve sandviçleri.
En büyük hayal kırıklığı: Her köşede bulabileceğiniz sandviç büfelerindeki sandviçlerin lezzetsizliği.
Türkiye’de en yanlış yapılan lezzeti: Carbona sosu! Mutlaka iyi bir makarnacıda carbona soslu makarna deneyin, Türkiye’de asla karşılaşmadığınız bir lezzet çıkacak.
Dönerken satın alınması gereken en iyi lezzetler: Sakın turistik yerlerdeki renkli, minik paketli makarnaları almayın, gereksiz pahalı. Havaalanı bunları almak için en ideal. Havalanından Truffle’lü ev yapımı makarna, Roma sokaklarında herhangi bir marketten de vakumlu peynirler satın alın.
En etkileyici tarihi kalıntı: Ortaçağ’da kiliseye dönüştürülen, tanrıların tapınağı Pantheon.
Yeme İçme dünyasına dair her şey
Suadİye’de yenİ bİr lezzet durağı
ŞIK, lezzetli bir mekan arayanlardansınız bize kulak verin! Suadiye’de açılan La Mia Luce, zengin İtalyan mönüsüyle dikkat çekiyor. Klasik İtalyan lezzetleri ile dünya mutfaklarından örnekler bulabileceğiniz mekanda, caz quartet’leri, hafta sonları DJ performansı gerçekleştiriliyor. La Mia Luce’ye gideceklere öneri: Tiramisu, somon füme, somonlu pizza, makarnalarının tadına bakın. Tel: (0216) 464 17 77
Kültür elçileri görevlerini tamamladı
ETİ Çekül Kültür Elçileri sosyal sorumluluk projesi, beşinci ve son yılını tamamladı. Her eğitim yılı sonunda belirlenen bir temayla Türkiye’nin dört bir yanından hareketle İstanbul’da buluşan Kültür Elçileri, son olarak Gaziantep’te Yerel Lezzetler teması kapsamında bir araya geldi. Moderatörlüğünü ünlü gurme ve yazar Mehmet Yaşin’in üstlendiği Gaziantep buluşmasına, konuklara farklı bölgelere ait yöresel yemekler ikram edildi.
İtalyan pİzzasında çıta yükseldİ
BAFETTO, incecik İtalyan pizzalarıyla çok iddialı. İtalyan pizza ustalarından alınan eğitimlerle oluşturulan hamur, en az 48 saat mayalandırmada bekletildiği için hafif! İtalya’dan getirtilen özel soslarla hazırlanan pizzalardan, herkesin damak tadına uyacak yaklaşık 25 farklı çeşit bulunuyor. Pizza fiyatları 9.90-19.90 TL arasında.