İltihaplı romatizmanın tedavisinde vejetaryen ve Akdeniz diyetinin etkisi kanıtlandı. Amerika Artirit Vakfı’nın araştırmalarında zeytinyağı ve kirazın hastalığı iyileştirici gücü ortaya çıktı.
Halk arasında iltihaplı romatizma olarak bilinen ‘romotoid artirit’ ağrılı otoimmün sistem hastalığıdır. En büyük hasarı kemik ve eklemlere verdiğinden hastalığın atak dönemi çok sorunlu geçer. Hastalık ayırca kalp, deri, kan damarları ve akciğerleri de etkilediğinden tedavisi oldukça önemlidir. Antiromatizmal ilaçlar ile tedavi edilebilen bu hastalık için 2005 yılında 2 adet yiyeceğin iyi geldiği bulundu.
Vejetaryen ve Akdeniz diyeti beslenme modelinin hastalığın ağır geçmesini önlediği zeytinyağı ve kirazın bu hastalıkta ilaç gibi tedavi edici etki gösterdiği belirlendi. Yapılan araştırmalarda romatoid artiritli hastalara yedirilen kirazın hastalığın ataklarında oluşan ağrıyı önemli derecede azalttığı bildirildi. Farklı araştırmalar romatoid artiritli hastalarına günde 2 büyük kase kiraz yedirerek kanda inflamasyon gösteren kan parametrelerinin anlamlı şekilde düşüş gösterdiğini ortaya koydu. Amerika Artirit Vakfı başkanı; özellikle kiraz suyu veya taze meyvesi şeklinde kirazın artiritli hastalarda yedirilmesinin hastalığın klinik olarak oluşturduğu sağlık sorunlarını da azalttığını vurgulamıştır.
Akdeniz bölgesinde yapılan araştırmalarda zeytinyağının içindeki bileşiklerin hastalık döneminde kanda yükselen özellikle c reaktif proteinin artmasını önleyerek ağrıların azalmasında olumlu etkisi olduğunu kanıtladı. Günde 5 yemek kaşığı zeytinyağı tüketmek atak dönemlerinin hafif geçmesini sağlıyor.
Badem ve kızılcık doğal ağrı kesici
Amerikan Beslenme ve Diyetetik Akademisi ilaç tedavisi dışında artirit hastalarının bol taze meyve özellikle kiraz, ahududu, vişne, kızılcık ve Frenk üzümü; taze sebzeler semizotu, yağlı tohumlardan fındık ve badem, kalsiyumdan zengin süt ve süt ürünleri, zeytinyağı ve tam taneli tahılları tüketmenin hastalığın kötüleşmesini önemli derecede azalttığını bildirmektedir. Kiraz ve zeytinyağı gerçeğini göz ardı etmeden hastaların düzenli yeme sistemlerini ve ilaçlarını kullanmalarının tedavide büyük katkı sağladığını hatırlatmalıyım.