2.Dünya Savaşı sırasında, Hitler Yönetimi, 220 bin ila 500 bin kişi arasındaki Romanı öldürdü. Bu katliamın geleceği aslında çok önceden belliydi. Daha 1930’ların başında tiyatro ve sinemalarda çalışmaları yasaklanan Romanlar, zamanla restoranlara, marketlere, tramvaylara ve hatta hastanelere de giremez hale getirildi. Katliamdan kurtulup hayatta kalabilen Romanlar da genetik hastalıklar yasası bahane edilerek 1945 yılına kadar kısırlaştırıldı.
Çoğu kişi bu katliamı bilmez zira ne sinema filmi yapılmıştır ne kitabı yapılmıştır, ne de özür dilenmiştir.
***
2. Dünya Savaşı deyince akıllara sadece Yahudi soykırımının gelmesinin, bu öğretinin kuşaklardır devam etmesinin temel sebebi sinemadır. Piyanist’ten başlayıp Hayat Güzeldir’e, Sophie’nin Seçimi’nden, Schinder Listesi’ne, Şeytanın Aritmetiği’ne kadar Yahudi soykırımını anlatan bir sürü film saymak mümkündür.
Konusu sadece soykırım olanlar değil bir de konusu başka olup içerisinde soykırıma ya da Yahudiliğe atıf yapan adam karakterlerinden en az biri Yahudi olan filmler vardır. Örneğin Woody Allen fimleri böyle filmlerdir ya da 4 Nikah 1 Cenaze aklıma ilk gelen filmler ve isimler. Bilen bilir Hollywood’ta Yahudi sermayesi son derece etkindir ve bu etkinlik son derece başarılı bir şekilde kullanılır... İsrail fosfor bombalarıyla Gazze’ye saldırırken Türkiye’de de yayında olan bir tv kanalı Hamas’ın düzenlediği intihar saldırılarının belgeselini yayınladı...
***
İslam dünyası son iki haftadır bir provakasyon filmine tepki gösteriyor, bir ABD elçisi öldürüldü, çıkan çatışmalarda insanlar öldü, yaralandı, tutuklandı... Küstah bir filme ya da çirkin bir karikatüre tepki göstermenin tek yolu yakıp yıkmak olmamalı... Bugüne kadar Çağrı’dan başka İslamiyeti anlatan evrensel bir film üretilemedi. Bundan geçtim ana karakterlerinden biri Müslüman olan ve seyredenlere “Aa, Müslümanları yanlış tanımışız” dedirtecek bir film de yapılamadı.
Petrolden gelen milyar dolarların üzerinde oturan şeyhler, böyle bir film için kıllarını kıpırdatmadılar. Ama Hz. Muhammed’e hakaret eden karikatürlerin yayınladığı Fransa’nın markalarına çokca para harcayıp, Paris’ten uçaklar dolusu alışveriş yaptılar... Amerikalı starlara yüzbinlerce dolar ödeyen Müslüman liderleri de unutmamak lazım.
***
Sinema ve televizyon gerek propaganda gerek lobi için halen dünyada en geçerli araçlardır. Soykırıma uğruyan Romanlar tek bir ülkede yaşamadılar, yaşadıkları felaketi anlatacak ekonomik güce asla sahip olamadılar. Yaşanılanı anlatmanın yaşanandan daha önemli hale geldiği bir dünyada yapılması gereken gerçek İslamı insanlara doğru anlatmak olmalı...