Benim her çevreden dostum vardır. Her dost grubunun vazgeçemediğim katkıları vardır bana. Onlar olmasa hayattan tad almak mümkün değil.
Bu dost grupları içinde roman dostlarımın ayrı bir yeri vardır. Bakin açık söylüyorum, eğer bir roman dostunuz yoksa sözlerim size anlamsız gelebilir. Yenişehir’deki kahvelerde sohbete oturmak, oradaki samimiyeti hissetmek romanlarla dost olmanın ilk adımı olabilir.
“Nereden çıktı şimdi bu romanlar meselesi” diyenleri duyar gibiyim. 8 Nisan Dünya Romanlar günüydü. Bu kadar yazıp çiziyoruz, bir yazıyı da romanlara ayırmışız, çok mu? Ben öyle sevgiyi bir güne hapsedenlerden değilim ama diyorum ki 8 Nisan’da roman dostlarımızla bir kere daha kucaklaşmanın ne mahzuru var?
Hem hadi söyleyin bakalım, sizin Ali Yangir gibi, Cemal Bekle gibi, Metin Özçeri gibi dostlarınız var mı romanlar arasından? Ali Yangir Yenişehir Mahalle Muhtarı. Ama Onun bende yer eden baskın özelliği Muhtarlığı değil, evet muhtarlığı hakkıyla yapıyor, ama Ali demek can dostu demek, Ali demek dert arkadaşı demek. Bir dönem gelir Ali beni her gün arar, sonra ara verir, tekrar aradığında tatlı tatlı sitem eder. Son konuşmalarımızdan birinde “Ali” dedim, “ben İzmir’e gelmesem hiç görüşemeyecek miyiz, kendini özletiyorsun?” Mahcup bir sesle “arkadaşlarla birlikte geleceğiz” dedi. 7 Nisan Cumartesi günü Yenişehir Toplum Merkezi’nde Bilgisayar Teslim Töreni gibi bir toplantımız vardı, ama benim yüzümden ileri bir tarihe ertelendi. Microsoft’un Sosyal Sorumluluk Projeleri kapsamında katkı verdiği bu merkezde bilgisayar kursu da dâhil pek çok etkinlik roman çocuklarımızı bekliyor.
Metin Özçeri, herkesin tanıması gereken bir sima. Bu kadar hasbi, bu kadar arabulucu, kendini inandığı değerlere böylesine adayan çok az insan tanıdım ben. İşi sözde bırakmayan, takipçilikte zirve bir harika adam Metin. Romanlarla ilgili bana gönderdiği metinlerden ne kadar istifade ettim... Ak Parti İzmir İl Yönetim Kurulunun en dikkate değer simalarından olan bu kardeşimiz hem beni irşad ediyor, hem Parti yönetimini, hem de mahalleyi.
Bu camiada daha pek çok tanıdığım var. Abdullah Cistir bunlardan biri. Duracağı yere karar verirse romanlar için çok faydalı işler yapabilecek kabiliyette ve ataklıkta bir kimse.
İkiçeşmelik’teki roman kahvesini bilir misiniz? Buranın sahibi Hüseyin Tonay’ın çayını içmeden olmaz. Çay her zaman güzeldir orada ama Hüseyin’in kendisi öyle güzel bir insan ki... Kahvenin önünden ne zaman geçsem durup bir çayını içerek tatlı sohbetiyle kendimi yenilemek isterim, ama hayatı telaşla yaşayan bizler için bu mümkün olmuyor bir türlü... Bazen kendi kendime diyorum ki “bu güzel dostlara yeteri kadar vakit ayırmıyorsan yaptığın işin ne kıymeti var?” Unutmayalım ki, hayat dostlarla güzel.
Bu camiada beni en çok etkileyenlerden biridir Cemal Bekle. Çok özel bir çalışmayla romanların okullaşma oranını mutlaka artırmamız gerekiyor. Hem ilk ve orta öğretimde hem de yüksek öğretimde. Bu konuda olur olmaz şeylerle vakit kaybetmek yerine bir an önce roman çocukları için esaslı bir yurt, kredi ve burs mekanizmasını harekete geçirmemiz lazım. Cemal Bekle bütün bu engelleri aşıp Sakarya Üniversitesinde sosyoloji tahsilini tamamlamış bir kardeşimiz. Onun kendi toplumunu bir sosyolog gözüyle ne kadar güzel tahlil ettiğini biliyorum ben. 2011 Haziran seçimlerinde Ak Parti listesinden milletvekili adayı olan Cemal Bekle ile beraber yürüttüğümüz seçim kampanyasının anıları hafızamda bütün canlılığıyla duruyor. Bütün bir roman toplumunun Cemal Bekle ile nasıl gurur duyduklarını bu geziler sırasında gördüm. İngilizce ve İtalyanca bilen bu çalışkan arkadaşımızı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına öneriyorum. Umarım memurdu, değildi, mevzuat hazretleri vs gibi açmazlara düşmeden bu değerden yararlanmayı bilirler. Avrupa Konseyinde romanlarla ilgili bir Rapor hazırlanırken kendisinden görüş istemiştim. Yaptığım konuşma çok takdir topladı. Dönünce Cemal’e teşekkürlerimi ilettim.
Roman açılımı dolayısıyla yapılan çalışmalar da bu kardeşlerimizin büyük ilgisiyle anlam kazandı. Başbakanla birlikte gerçekleştirilen toplantıları ve Roman Çalıştayını anlata anlata bitiremeyen bu arkadaşlar şöyle diyor: Siz romanlara bir adım yaklaşın, göreceksiniz ki onlar sizi anında kucaklayacaklar...
Roman dostlarımı burada andıklarımdan ibaret sanmayın. Roman Esnaf Derneği Başkanı İrfan Çıtırkı, Buca Romanlar Derneği Başkanı Mehmet Uç, Roman Merkezi Federasyonu Başkanı Erdoğan Şener, Roman Kadınları Dernek Başkanı Serpil Özkasap, Tire Roman Dernekleri Başkanı Hasan Karabacak bunlardan bazıları...
Son sözü Serpil Özkasap’ın güzel şiirine bırakmak lazım. Romanların taleplerini öyle güzel anlatır ki... Ama bunu kendisinden dinlemeden olmaz...