Nergis Hanım, alzheimer hastası annesine bakan oğlunun sabrının sınırına dayanmasını, hatta ona çocuğuymuş gibi bakmak zorunda kalmasını çarpıcı bir dille anlatıyor.
Alzheimer hastası annesine tek başına bakan, orta yaşlı bir oğulun öyküsünü anlatıyor Nergis Hanım... Tek mekanda, çok az karakterle çekilen, minimal ve gerçekçi bir film. Yaşlılık, yalnızlık, yoksulluk temalarını ince bir duyarlılıkla ele alıyor yönetmen ve senarist Görkem Şarkan. Ancak iki usta oyuncusunun performansları filme sığmıyor adeta, fazla geliyor. Genel olarak teatral bir anlatıma sahip olan filmin diğer unsurlarını bastırıyor. Biraz daha kısa ve kompakt olsa izleyenleri de daha kolay kucaklardı.
Çeken bilir, hasta bakmak zordur. Ama bedenen sağlıklı bir alzheimer hastası ile uğraşmak daha da zordur... Ki alzheimerın doğası gereği çoğunlukla bu hasta bir ebeveyn olur. Çok sevdiğiniz, çok saydığınız annenize, babanıza artık kendine hakim olamadığı için çocuk muamelesi yapmak ondan çok size ağır gelir. Rolleri değişmek, bakılırken bakan olmak doğanın kaçınılmaz kanunu ama sizi tanımaması, birlikte geçirdiğiniz ömrü hatırlamaması, size kızması, sizden korkması, yabancı gibi bakması hakikaten yıpratıcıdır.
TİYATRO SAHNESİ GİBİ MEKANLAR
Nergis Hanım’da Zerrin Sümer’in canlandırdığı 80 yaşındaki anne ile Settar Tanrıöğen’in canlandırdığı 60 yaşındaki oğlu arasına da alzheimer girer. Kendi hayatını feda edip eve kapanarak annesine bakan, geçim kaynağı kısıtlı, ailenin diğer üyelerinin ilgi göstermesi ve para göndermesi için talepte bulunmak zorunda kalan Ekrem’in sabrının sınırına dayanmasına tanıklık ederiz filmde. Torunlarının Nergis Hanım’ı şöyle bir ziyaret edip sonra kendi hayatlarına dönmeleri, hatta onun kafa karışıklığıyla eğlenmeleri aile olmanın anlamını zarifçe sorgular... Anne oğulun yaşadığı apartman giriş katında geçen Nergis Hanım’da, mekanın tek ve kapalı olmasından kaynaklı bir teatrallik var. Mekanı tiyatro sahnesi gibi kullanıyor yönetmen. Ayrıca bir oda filmi tevazusu yok Nergis Hanım’da. Sahne üstündeymiş gibi yorumlanıyor. Oyunculuk fazlasıyla önplana çıkıp filmdeki tek baskın öge haline geliyor. Anlatılan öykünün etkili olabilmesi için bu kadar iyi oyuncularla çalışılınca ve karakterlere odaklanınca ortaya çıkan yapısal bir sorun bu.
Bir ilk film olduğu için Nergis Hanım’ın mükemmel olmasını beklemeye gerek yok. Aksine yönetmeninin setlere ve kameraya ısınıp film dili oluşturması için ilk adımı attığını memnuniyetle gözlemliyoruz. Yönetmen tiyatrodan sinemaya geçişteki bocalamasını oyunculuktaki ton tercihiyle ve süreyi kullanmada cömert davranarak atlatmış. Gelecek için umut vaat ediyor.
Filmin Künyesi
Yönetmen ve Senarist: Görkem Şarkan, Görüntü: Ali Pişkin Oyuncular: Zerrin Sümer, Settar Tanrıöğen, Begüm Akkaya, Faruk Barman