Şöyle bir soru üzerinde hiç düşündünüz mü? - Acaba Rojava Türkiye toprakları içerisinde olsaydı, PYD ne olurdu?
Cevabınız var değil mi?
- Tabii ki PKK olurdu.
Herhalde şu ikinci soruyu da sorduğumuzda zihinlerde daha farklı bir berraklık meydana gelecektir:
- PYD ile PKK arasında organik bir bağ mevcut ise ve PKK Türkiye’de bir hedef uğruna 45 yıldır savaş yürüten bir numaralı terör örgütü ise o zaman PYD’yi sırf Türkiye’nin güney sınırının ötesinde Suriye içinde savaşan bir örgüt olduğu için meşru bir yapı olarak görmek nasıl bir mantığın ürünü olabilir?
HDP’nin PYD’ye sahip çıkması anlaşılabilir.
Çünkü HDP, PKK ile de aynı amaçlar için mücadele vermektedir. Belki şu soru da sorulabilir:
-PYD, HDP gibi bir siyasi yapı mıdır, yoksa PKK gibi askeri bir yapı mı?
Bu sorunun cevabı da açıktır.
- Tabii ki siyasi bir yapı değil, askeri bir yapıdır.
Burada şöyle bir görüş öne sürülebilir:
- PYD siyasi bir yapı değil, çünkü Suriye’de bir iç savaş var ve PYD ona göre yapılanmış, dolayısıyla askeri bir nitelik kazanmıştır.
Bu durumda bir başka soru sorulacaktır:
- Peki Türkiye’de bir iç savaş olmadığı halde PKK neden askeri bir yapı olarak teşekkül etmiş ve Türkiye ile savaşa soyunmuştur?
PKK’nın ve onun mücadelesine destek olanların vereceği bir cevap kuşkusuz vardır ancak bu cevap, PYD Türkiye’de olsaydı da yine silahlı mücadele içinde olurdu kanaatini değiştirmiyor. O yüzden en baştaki soruyu “Rojava Türkiye’nin sınırları içinde olsaydı PYD ne olurdu?” diye sordum. PKK Türkiye’de Kürtlerin çok büyük bir kısmı ile sorunlu. PKK’nın mutlak etkin olduğu alanlarda, kendi ideolojisine boyun eğmeyen Kürt Türk her ne varsa onları bir şekilde temizliyor! Belli ki PKK, Türkiye’nin bir bölümünde kendi ideolojik diktatoryasını kurmak istiyor. Bunun için silahı bir güç olarak kullanıyor.
PKK’nın silahı Türkiye’nin güvenlik güçlerine karşı kullandığı kanaati, bu harekete “ulusal” bir mücadele özelliği vermek istemekten kaynaklanıyor. Bu kanaatin alıcıları var: Bunlar içerde PKK ile aynı ideolojik çerçeveyi benimseyenlerden, dışarda ise PKK sopası ile Türkiye’yi dövmek isteyenlerden oluşuyor. Gerçekte ise PKK silahlı gücünü, evet hem Türkiye’nin güvenlik birimlerine karşı kullanıyor, hem de etkin oldukları bölgede, kendi ideolojik-silahlı hegemonyalarını kabul etmeyen herkese karşı. Güvenlik güçlerine karşılar çünkü güvenlik birimleri -bir dönem Kürt etnisitesine karşı büyük yanlışlar yapmış olsa bile- özellikle demokratik sürecin gelişmesi ile herhangi bir etnisite ayrımı gözetmeksizin tüm vatandaşları, PKK ve benzeri silahlı yapılara karşı koruma misyonu içinde hareket ediyor. Bu silahlı yapı “Türk milliyetçiliği” ekseninde de oluşmuş olabilir, Hizbullah benzeri “dini” eksende de kurulmuş olabilir. Nitekim PKK eksenli hareket bile bir dönem Hizbullah’a karşı resmi güvenlik güçlerinin etkin olmasını talep edebilmiştir.
Buradan yeniden PYD’ye geçersek, koalisyon güçleri ve oranın başını çeken Amerika, DAİŞ’le mücadele önceliği çerçevesinde, PYD’nin silahlı gücünü rasyonalize etmiş gözüküyor. Bu çerçevede PYD’nin ideolojik-silahlı hegemonyasına boyun eğmediği için Rojava’dan göç ettirilen Arap, Türkmen vs etnik unsurlara aldırış etmediği gibi bizahi Kürtlerin sürgün edilmesine de aldırmamıştır. Hatta Rojava’da PYD’ye alan açıldığı gibi PKK’nın silahlı yapısına da bu coğrafyada varoluş ve etkinlik imkanı sağlanabileceği gibi bir ümidin kapısını aralamıştır. Öyle ki bu ümit, Türkiye’nin en hayati iç barış projesi olarak, silahlı yapının sona erdirilmesini amaçlayan çözüm sürecinin kesilmesine yol açmıştır. Aksine PYD’nin Rojava’da modellediği yapının Türkiye’ye de uzanabileceği umuduyla, PKK’nın dağlara çıkardığı genç Kürt çocuklarının yeni bir alanda hayatına mal olacak biçimde bir etnik milliyetçilik coşkusunu tahrik etmiştir.
PYD adına yapılan açıklamalarda “Türkiye’ye yönelik bir tehdit oluşturmadıkları” söylemi var. Ama PKK Türkiye’ye tehdit oluşturuyor.
Neyi anlamalıyız bu durumda? PYD, PKK’lılaşıncaya kadar Amerika’nın bize telkin ettiği safdilliğe devam etmek... Ya da PKK’yı, PYD masumiyeti(!)ne taşıyacak bir uluslararası kumpas kuruluncaya kadar... Yooo, ümit ederiz Türkiye yeni bir bilinçle, son operasyonu başlattı. DAİŞ’se ona karşı, PKK ise ona karşı, DHKP-C ise ona karşı... Bakalım bu mücadelede PYD nereye düşecek, HDP nereye düşecek?