Karikatürist Gürcan Yurt, çok sevilen Robinson Crusoe karakterini sinemaya uyarladı. Serhat Kılıç, canlandırdığı Robinson’u keçileştirdiğini, hatta birazcık keçiyi andıran gırtlak sesi kullandığını söylüyor.
Sonunda bu da oldu: Robinson Crusoe, Türk sinemasına uyarlandı. Gürcan Yurt’un karikatürlerinden yola çıkarak filme çektiği yapımın baş rolünde Serhat Kılıç yer alıyor. Filmin finalindeki şarkının sözlerini de yazan başarılı oyuncu, Robinson’u kısaca şöyle özetledi: “Yalnızlık sadece Yaradan’a mahsustur”
- Senaryoda sizi ne etkiledi?
Senaryodan çok beni Daniel Defoe’nun klasiği Robinson Crusoe’su ve Gürcan Yurt’un bunu, orijinalini çok bozmadan Türkleştirmekteki başarısı etkiledi. Ayrıca ıssız adada iki karakterle bunu 17 yıl boyunca sürdürebilmesi de ilginç geldi.
- Senarist ve yönetmen Gürcan Yurt ile karakterinizin yazımında işbirliği yaptınız mı?
Evet. Gürcan Yurt’la 4-5 ay boyunca sık sık buluşup konuştuk. Hatta en çok Gürcan Yurt, Robinson’un daha yaşlı, daha bezgin, daha ağır, daha boş vermiş, işte daha gırtlaktan konuşan ve daha yabani olmasını istedi. Ama bir taraftan bu, içinde komedi öğeleri barındıran bir karikatür uyarlamasının temposunu düşüren bir şey. Burada ayar tutturmaya çok çalıştık. Küfürleri elimizden geldiğince çok temizledik, herkes ailece oturup izleyebilsin diye çok uğraştık. Biz tanıştığımızda, konuştuğumuzda yedi draft vardı; çekime girerken 12 draft olması lazım. Son birkaç draftta birlikte çalıştık.
- Robinson Crusoe karakterini Türk izleyicisi için yerelleştirirken ne gibi değişiklikler ve rolünüze hazırlanmak için ne gibi çalışmalar yaptınız
O bizim her şeyi üstten alan, daha komik tarafından bakan gözümüz... Birazcık keçileştirdik onu. Bizde hakikaten ‘Üzüm üzüme baka baka...’ durumu vardır. Keçiyi andıran gırtlak sesi koyduk. Bunların çoğu orada çalışırken çıktı. Ayrıca bu karakter zaten Gürcan Yurt’un karikatüründe yerelleşmiş. Robinson İngiliz, Hıristiyan ama karikatürde ‘Hasbinallah’ diyebiliyor. Türk ağzıyla konuşturuyor. Güzelliği de burada zaten, karikatür bu.
- Sizi televizyon dizilerinde daha çok komedide izlerken; Nokta, Veda, Kış Uykusu filmlerinde rol aldınız. Sinemada komedi yapmanızın sebebi nedir?
Komedi filminde oynamamak gibi bir durumum olmadı, öyle denk geldi. Tiyatrodan gelen bir şey; birazcık da maymun iştahlıyım farklı roller oynamak ve farklı kimliklere bürünmek konusunda. Herhalde bir karikatür uyarlaması ancak bu kadar emniyetli olabilirdi.
KOMEDİDE BİRAZ ‘SIĞ’IZ
- Türk sineması özellikle günümüzde korku ve komedi türü üzerinde ayakta duruyor. Yeşilçam’ın trajikomik komedisini düşünürsek 2000 yılı sonrası absürt komediyi nasıl değerlendirirsiniz?
Korku türünde hala çok fazla yol aldığımızı düşünmüyorum. Kostüm, makyaj, özel efektlerde çok yol almış olabiliriz ama korku/gerilim türünü daha tam uygulayabildiğimizi düşünmüyorum. Komedi de birazcık sığ olduğumuzu düşünüyorum. Dünyada birçok ülkede olduğu gibi, bizde de özellikle bu gişeye oynayan skeç komedisi salgını çok ciddi yükseldi. Absürt komedinin kendine yeterince yer edinebildiğini düşünmüyorum ama yine de umutluyum.
- Robinson’u daha seyretmedim ama sanıyorum biraz protest bir film.
Gürcan Yurt’un bunu anlatması daha doğru tabii ama konuştuğumuz kadarıyla; özellikle Victor karakterinin her canlıdan birer çift alıp, yelkensiz bir gemiyle kadere doğru açılması ve “Yozlaşan insanlığın tufanından kaçırıp getirdim onları” demesi aslında Gürcan Yurt’un bu film üzerinden topluma yaptığı eleştirilerden biri bence. Biz de elimizden geldiğince bunun altını çizeceğimiz yerlerde duraklamaya gayret ettik.
TİŞÖRT İSTEDİM TERLİK GELDİ
- Filmin çekimleri yurtdışında yapıldı. Tecrübenizi bize aktarabilir misiniz? Sette nasıl bir farklılık vardı?
Elbette çok fazla farklılık vardı. Setteki herkes İspanyolca konuştuğu için epey sıkıntı yaşadık. Yani tişört istiyorsun terlik geliyor; tarak istiyorsun cımbız geliyor... Bunun gibi sorunlar yaşadık. Ama çok da önemli değil hepimiz için bambaşka tecrübeler olarak geri döndü.
JENERİKTEKİ ŞARKIYI ES GEÇMEYİN
- İzleyicilerin filmde özellikle dikkat etmesini izlediğiniz bir şey var mı?
Filmin müziğini es geçmesinler. Jenerikteki Yalnızlık Sadece Yaradan’a Mahsus şarkısını dikkatle dinlesinler. Sözlerini ben yazdım. Cem Öget harika müzikler yaptı, bunu es geçmesinler.