G.Saray’ın Riva arazisi; mali açıdan başı sıkışan yönetimlerin, illa da göz koyduğu temel kaynaktır. Dursun Özbek yönetimi de, UEFA baskısını neden göstererek; mali kurtuluş için Riva’ya göz dikti.
Ama hem akıllı hem tutucu, asla macerayı sevmeyen, değerlerin günlük endişelerle çarçur edilmesini istemeyen G.Saray’ın tortu tabakası; bu heveslere öyle kolay pabuç bırakmaz.. Deveye hendek atlatabilirsiniz, öküze yapay kanat takıp uçurabilirsiniz, sivrisineğe saz çaldırabilirsiniz ama; o değerli araziyi her kafanıza estiğinde satmaya kalkamazsınız.. Bu işi yapmaya yalnız beceriniz değil, yüreğiniz de yetmez.
G.Saray, Disneyland eğlence parkı değildir. Canınız sıkıldığında “Hadi Roller Coaster’e binelim de biraz adrenalin yaşayalım” diyemezsiniz. Başka kulüpte hiç olmayan katı kurallarla karşılaşırsınız. Aziz Yıldırım F.Bahçe’de her istediğini yapar da, G.Saray’da Dursun Özbek öyle her aklına geleni gerçekleştiremez. Yalnız Özbek değil, başkan kim olursa olsun aynı kalkana toslar.
Riva, üzeri elektirkli tellerle çevrili yüksek akımlı bir konudur. Ha deyince satılamaz... Kimler göz koymadı da, satılamadı.
***
Diyeceksiniz ki, turşusunu mu kurdular; niye satılamıyor?
Elbette satılır, satılabilir, günü gelince satılacak... Ayrıca asıl mesele satmak değil ki!
Üzerinde proje üretilip, sürekli gelir getirecek dev bir kaynak haline dönüşebilir. Bu yüzden, borçlar kapansın diye elden çıkarılacak bir yer değildir. Yapılacak şeyin bir inovasyon projesi olması gerekiyor... Yani sadece bugünü değil, yarınları da kurtaracak kalıcı, yaratıcı ve devinimi olan bir sisteme dönüşmesi gerek... Geçmişte salt inşaat kafasıyla sürdürülen ya da önerilen girişimler, kolaycılıktı. Bu değerli araziyi yedirmediler.
G.Saray’ın şu andaki durumu da, ne doğrudan satış ne de proje üretimini sağlıklı bir şekilde sürdürecek kıvamda değil. Çekin elinizi Riva’dan...