Her sözü hicap içeriyor.
Her sözü hakaret.
Ne kendine saygısı var ne de başkalarına.
Aynı üslupla kendisine cevap vermek zorunda kaldığınızda siz hicap duyuyorsunuz lakin herifçioğlunun ar damarı çatlamıyor.
Ölçüsüzlükte sınır tanımıyor.
Rezillikte dip yapıyor.
Buna rağmen kalkıp başkalarını “rezil adamlar” diye suçluyor.
“Rezil adamlar” dediği bu ülkenin sanatçıları.
Kabahatleri ne peki?
Hatay’da, Mehmetçiklerimize moral olsun diye Cumhurbaşkanı’mızın davetine icabet ederek sınır karakoluna gitmeleri.
Tut ki bu davranışları yanlış olsun!
Sana ne?
Sen kim oluyorsun da başkalarının özgür tercihlerine saygısızca ve edepsizce saldırıyorsun?
Bir yanda özgürlük diyeceksin, öbür yanda özgür bir tercihe ateş püsküreceksin!
Bir yanda ötekileştirmeyelim diyeceksin, öbür yanda o saygıdeğer sanatçılarımızı sadece ötekileştirmekle kalmayıp en ağır hakaretlere maruz bırakacaksın?
Bir yanda hoşgörü diyeceksin öbür yanda horgörünün en rezil temsilcisi olarak arz-ı endam edeceksin?
Faşist bir anlayış...
Rezil bir üslup...
“Rezil” dedikleri sanatçıların arasında hanımefendiler de var.
Ne kadar ayıp!
Hanımefendi sanatçılara karşı rezilane bir üslupla haykıran bu herife, ne yazık ki kadınlar alkış tutuyorlarsa oturup düşünmek lazım…
Adamlık bahsinde oturup düşünmek lazım.
Kadınlık bahsinde oturup düşünmek lazım.
İnsanlık bahsinde oturup düşünmek lazım.
Çok yazık!
“Rezil adamlar” dedikleri bu ülkenin sanatçıları.
Hızını alamayan bu edepten yoksun herifçioğlu necasetle bulanmış dilini cumhurun reisine uzatıyor.
“Rezil adam” diyerek kendisini tariflediğinin farkında olsa belki kendinden utanır. Belki dinleyicilerden/izleyicilerden utanır.
Utanmıyorsa, karşınızda artık psikiyatrın konusu olan bir tip var demektir.
Çok yazık!
O herifçioğlunun yardımcılarından biri kalkıp “şov”dan söz ediyor.
“Başkomutanlık” bahsinde ileri geri konuşuyor.
Bilmiyorsa o kalın kafasına soksun.
Cumhurbaşkanı “Başkomutan” sıfatına haizdir.
Hem Cumhurbaşkanı, hem Başkomutan sıfatıyla sınır karakollarına ziyaretlerde bulunması çok doğal.
“Afrin’e sakın ha girmeyelim, facia olur!” diyen o herifçioğlunun Cumhurbaşkanı’mızın sanatçılarla birlikte moral ziyaretinde bulunmasından rahatsızlık duyması anlaşılabilir bir şey.
Ne de olsa “hendek arkadaşları” var sınırın öte yakasında…
Bu yakasında da “hendek arkadaşları”nın siyasi ayaklarıyla işbirlikleri var.
Madem “rezillik” bahsini açtı o herifçioğlu, ”rezil adam”ın asıl kim olduğuna varın siz karar verin diyorum…
Bürokratik oligarklar
Cumhurbaşkanı’mız sertçe eleştirdi lakin hak ettiği karşılığı bulamadı.
Bürokratik oligarklar sahiden ciddi bir sorun.
Sadece Ankara’da bulunmuyorlar.
AK Parti’mizin belediyelerini de bir ur gibi sarmış durumdalar.
Bu sorun çözülmezse, korkarım ki başkaca siyasi sorunlarla karşı karşıya kalmamız kaçınılmaz hale gelir.
Henüz vakit varken bürokrasiye çeki düzen vermeliyiz.
Cumhurbaşkanı’mızın sözlerini öylesine söylenmiş ve geçiştirilecek eleştiriler sınıfına dahil edenler, bize kaybettirirler...
2019 seçimine yaklaşırken bu sorun her düzeyde çözümlenmelidir.
Özellikle bizi iktidara taşıyan belediyelerimizde bu sorun kökünden halledilmelidir.
Çünkü belediyelerimiz, bizim halka doğrudan bakan yüzümüzdür, unutmayalım…
Şimdilik bu kadarcık laf yeter.
Zira lafın tamamı zarar verir.