Avrupa Şampiyonası Finalleri kura çekimi yapıldı.
En zor gruplardan birine düştük.
İspanya, son yılların tartışmasız en iyi milli takımı, bizim grupta.
Diğer rakipler de bizimle boy ölçüşmesi muhtemel rakipler.
Futbol açısından belki kötü ama reyting açısından son derece verimli bir grup olacak bu.
Herkesin İspanya’nın ardından ikinci olmayı hesaplayacağı bir gruptaki maçlar, sıradan ya da uzak kıta takımlarının da yer aldığı dünya kupalarından çok daha fazla seyredilir.
Düşünsenize, Türkiye-İspanya maçı mı daha çok reyting alır yoksa Türkiye-Güney Kore maçı mı?
Brezilya ve Arjantin maçları haricinde uzak kıta takımları seyirciye fazla heyecan vermez ama Avrupa söz konusu olduğunda her takımda bildik futbolcular ve o takımlara dair kafalarda oluşmuş bir fikir var.
Şimdiden söylemekte fayda var, Avrupa Şampiyonası Fransa’da oynanacağı için biraz daha fazla özenli yayınlar gerekecek.
Paris saldırısının psikolojik etkileri bir yanda diğer yanda Fransa’da yaşayan Ermeni diasporasının etkileri maç yayınları kadar maç harici yayınları da önemli kılıyor.
Bu yaz futbol hasretimiz biraz daha kısa sürecek ve umarım üst grup maçlarında da Türkiye’nin adını göreceğiz...
Ümit öldü, Allah Rahmet Eylesin...
Biliyorum çoğunuz adını ilk kez duyuyorsunuz ama elinden heriş gelen adamlardan biriydi Ümit Ayan.
Beş televizyon kanalı, 2 radyo istasyonu, olan bir medya kuruluşunda neye ihtiyaç varsa onu halledebilen biriydi.
Kanser hastası olduğu geç fark edildi, 4,5 ay direndi ve dün sabahın ilk saatlerinde aramızdan ayrıldı.
Gencecik bir adamdı daha önemlisi iyi bir adamdı.
Ümit’in ölüm haberi gelince aklıma kanalların diğer isimsiz kahramanları geldi.
Dekorcular, ışıkçılar, set işçileri, teknik personel...
Ekran önünde olanlar gibi özel sağlık sigortası yapılmaz onlara çoğunlukla...
Kontrol amaçlı değil ancak çok hasta olduklarında doktora gidebilirler o da, eğer bir çekim vesaire yoksa.
Bir sürü kimyasala maruz kalırlar, elektrik çarpar hepsini en az bir kaç kere...
Biliyorum şirketi Ümit’e son anına kadar destek oldu ama bu sektörde Ümit kadar şanslı değil çoğu çalışan.
Sonuçta ölüm Allah’ın emri yapacak bir şey yok elbette ama Ümit’in ardından durup bu isimsiz kahramanları da düşünmek gerek.
Onlar olmasa bugün ekran önünde hayranlıkla seyrettikleriniz de olmazdı...
Sosyal medya reytingleri.....
Son dönemde sosyal medyada çok konuşulan dizi ve programların reytinglerinin de yüksek olduğu gibi bir kanı oluştu piyasa aktörlerinde.
Durum hiç de öyle değil aslında...Mesela haber programlar kendi saatlerinde genellikle trend-topic oluyorlar ama o sonuç reytinglere yansımıyor. Burada en önemli nokta şu, televizyona dair yazdıkları dönemde insanlar birden fazla mesaj paylaşıyorlar ve sonra programı seyretmediği halde takipçiler de bu tartışmanın parçası oluyorlar. Dolayısıyla sosyal medya ve reyting at başı gider gibi bir anlayış hata. Pekireyting mi değerli yoksa sosyal medyada konuşulur olmak mı derseniz, işte süper soru bu derim. Kanallar ve reklam piyasası için şu an tek veri reyting, zaman içerisinde olumlu ya da olumsuz, sosyal medya etkisi de reyting tablosu kadar önem kazanacak. Şu an da hazırlanan ilk 100 listeleri var ama onlar daha çok öncü denemeler. Sonuç olarak reyting şu an tek kral ama tahtı sallanıyor biraz...