Bir gazetenin haberini yaptığı kişiden hoşlanıp hoşlanmadığını anlamak çok kolaydır. Haberin içeriğini okumaya falan gerek yok. Sadece sayfada kullanılan resme bakmak yeterlidir. Medya kuruluşu sevmediği ya da yaptığını onaylamadığı kişinin en kötü, en çirkin fotoğrafını koyar sayfaya. Geçen haftanın spor sayfalarını bir tarayıp, Fenerbahçe kalecisi Volkan’ın kullanılan fotoğraflarına bakarsanız bu yazdığımın en somut örneğini görürsünüz. Bir de yeni moda çıktı, sosyal medyada yazılan olumsuz eleştirileri derleyip bunu haber yapmak. Biraz “Bak ben değil vatandaş yapıyor” demektir bu ama arayıp sitem edecek kulüp yöneticilerine karşı etkili bir silahtır aynı zamanda... Peki bir rol modelin ne spor ne de centilmenlik ruhuna uymayan tavrına karşı çirkin bir fotoğraf kullanmak yeterli bir ceza mıdır?
***
O kavganın diğer tarafı Felipe Melo’ya geçelim... Antremanda kavga ettiği arkadaşını soyuma odasında bayıltıncaya kadar döven biri Melo. Son derece zeki, bizim seyircinin duygusallığını gayet iyi kullandı. Pitbull lakabı ve gol sevincini uzun zamandır kullanmıyor zira ihtiyacı kalmadı, tribünlerden istediği sempatiyi aldı. Sadece Volkan’ın pozisyonunda değil sahada gerilim olan her yerde, ayırma bahanesiyle bile insanları itip kakıyor. Galatasaray bir zamanlar eski yöneticilerini eleştiren futbolcusunu ilkeler adına kapı önüne koyan kulüptü. Melo takım arkadaşını dövdü, transfer süreci uzayınca Galatasaray Başkanı’na twitter’dan çaktı sonra bonservisiyle alındı. Peki haber yaparken neden Melo ile Volkan arasında bir yere sıkışıyoruz acaba? Kötü fotoğraf kullanmak yerine bu adamların hiç haberi yapılmasa diyeceğim ama medya rolünü unutalı çok uzun zaman oldu...
***
Haber bağımlısı olanlar sadece magazin dünyasının isimleri değildir. Futbol dünyasının yıldızları da en az magazin dünyası isimleri kadar haber olmayı severler. Sahaya çıkarken saçının şekline adalesinden daha çok zaman harcayan bir sürü futbolcu var. Yapılan hatalar sadece kötü resimlerle haber olunca anlamı, yaptırımı kalmıyor. Keşke spor medyamız anlaşsa da saha içinde saha dışında hatta futbol medyasında maraza çıkaran, fanatizmi körükleyenleri görmezden gelecek kararları alabilse. Şimdi Türk Telekom Arena’da Volkan’ın ve Şükrü Saraçoğlu’nda Melo’nun sahaya çıktığı ve sahada kaldığı an yaşanacakları bir düşünün. Keşke Fenerbahçe Tv Volkan’ın o sözünü yayınlamasaydı ya da maç biter bitmez mikrofon tutmasaydı. Zira o söz ve bu gerginlik yarın bazı ocaklara ateş düşürebilir...