Hürriyet Gazetesi Okur Temsilcisi Faruk Bildirici, pazartesi günü reklamlarda oynayan yazarları eleştiren bir yazı kaleme aldı.Yazıda, Ayşe Arman, Osman Müftüoğlu ve Erman Toroğlu’nun adları verilmiş... Yazının tartışmaya açık bir sürü yanı var, birincisi isim eksiklikleri... Kelebek yazarı Nil Karaibrahimgil ve bu pazar, Hürriyet Pazar’da yazmaya başlayan Gülse Birsel de reklamlarda oynayan isimler.
Faruk Bildirici bu isimleri yazardan saymadığı için görmezden geldiyse hem bu isimlere hem de bu isimlere yazı yazdıran gazete yöneticilerine ayıp etmiş demektir. İkinci önemli nokta doğru bir ayrım yapılmamış olması... Mesela Osman Müftüoğlu geçimini yazarlıktan değil doktorluktan kazandığı parayla temin ediyor ya da Erman Toroğlu’nun asıl gelir kaynağı televizyonculuk, yazarlık değil... Burada kriter oturtmak zor, zira tek işi gazetecilik olan insanlar mı reklamlara mesafeli durmalı da diğer isimler ne olacak? Okur Temsilcisi’nin adlarını geçirmediği Nil Karaibrahimgil müzikten, Gülse Birsel de senaryo yazarlığından geçimlerini temin ediyorlar. Ve Ayşe Arman hariç reklam teklifi almalarının sebebi yazı yazmaları değil diğer işleri...Dolayısıyla bu konu ben yazdım oldu denilecek bir tartışma konusu değildir...
Barbarlık bu...
İçimizden biri Real Madrid-Galatasaray maçını seyredemeyecek.Seyredemeyecek çünkü fena bir saldırıya uğradı. Belki çok koyu bir Galatasaray taraftarı, belki atacağımız bir gole en çok o sevinecekti ama bilmiyorum. Pazartesi gecesi Beyaz TV binasına saldırı sırasında 30-35 kişinin feci şekilde dövdüğü güvenlik görevlisinden bahsediyorum.
Bu işin kabul edilebilir tarafı yok, söylenene sinirlen bina bas, güvenlik görevlisini öldüresiye döv. İstanbul Emniyeti bu barbarlığı yapanları nasıl olsa yakalar. Bu saldırıyı yapanlar hangi kulübün taraftarlarıysa o kulübün başkanı hemen Beyaz TV yayınına çıkmalı ve bu barbarlığı o ekranda kınamalı...