Ülke olarak, son yıllarda gelinen nokta itibari ile ulaşılan maddi manevi kalkınma ve artan uluslararası etkinlik kendisine ilham kaynağı olmuş ki, Milletvekili Tülay Babuşcu geçirdiğimiz karanlık asrı hanımefendi zarafetine uygun bir dille ve nazikçe “Reklam Arası” diye tarif etmiş.
Sen misin öyle söyleyen, bir zamanlar vatan evlatlarını birbirine düşürüp kavga ettirmek üzere oluşturulan sağ ve sol kampların şimdi Kemalist’lik de ittifak etmiş sözcüleri hep bir ağızdan aldı sazı eline.
Vay, sen Cumhuriyet’e nasıl “Reklam Arası” dersin. Vay, Cumhuriyet olmasaydı sen olmazdın.
Vay, 90 yıllık Cumhuriyetimizi yıkmak isteyen seni Cumhuriyet düşmanı, vs gibi bir sürü akla ziyan hezeyanlarla kutsal bir görev olarak gördükleri gürültü işini ihmal etmediler...
Gerçeği karartma ile memur, hiçbir zaman millet menfaatine rüya dahi göremeyen bu zavallılar başımıza Cumhuriyetçi kesildi de, milletine hizmet etmeyi hayat felsefesi haline getirip son 80 yılda yapılandan çok daha fazla hizmeti 10 küsur yılda aziz cumhur faydalansın diye icra edenler oldu Cumhuriyet düşmanı... Pes yani.
Cumhurla, Cumhuriyetle senin ne alakan var ey tantanacı... Senin fikri babanın da alakası yoktu zaten Cumhurla, Cumhuriyetle...
Sen, sağdan soldan toplama faşist, despot ve enjekte fikriyatın oryantriği bozuk bir çocuğusun...
Senin Cumhuriyetçiliğinin, kuzuyu yemek isteyen kurdun, kandırmak maksadıyla üzerine çektiği kuzu postuna benziyor...
Cumhuriyet, Cumhuriyet düşmanı diye yaftalamaya çalıştıklarının sahip çıktığı tarihi miras Devleti Ali Osmaninin meşrutiyetle başlattığı sürecin sonucu değil mi!
Cumhuriyet, her vesile kullanmaya çalıştığınız M. Kemal’in “Büyük Cihad” olarak tarif ettiği Milli mücadele neticesinde kurulan ve yine M. Kemal’in “İslam’ın son ümidi” olarak gördüğü TBMM’de, Osmanlı kafa kağıdı taşıyan mebuslar tarafından teklif, kabul ve ilan edilmedi mi?
Senin Cumhurla tek bir ilişkin olmuştur. O da sokma aklınla, aklınca Cumhuru tedip (terbiye) etmek! Hem de “nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir” felsefesine benzer bir yaklaşımla ve Cumhuru terbiye ederken nush (nasihat) kısmını atlayıp tam da cibilliyetine yakışır bir şekilde, kötekle!
Sen busun ey Cumhuriyetçi postuna bürünmüş çakal...
Senin Cumhuriyetçilik anlayışın, Cumhurun istediği gibi inançları ve müktesebatı doğrultusunda kendi kendini yönetmesi değil, tıpkı kendin gibi geleneksiz, göreneksiz, cami ile kilise arasına bile sıkışamayan, batı budalası, değer yargısı olmayan, onun bunun ağzına bakan uydu bir Cumhur imal etmekten başka bir şey değil...
İşte “Reklam Arası” denilen 90 yıllık bölümde gayet açık bir şekilde gördüğümüz ürünün ve sen busun!..
Hedefine ulaşmak için Cumhurunu katleden, darağaçlarında sallayan, mağaralara kapatıp içeriye gaz basmak suretiyle Cumhur’dan kurtulmaya çalışan Cumhur düşmanı Cumhurcu, seni gayet iyi tanıyoruz...
İşte şimdi 90 yıllık “Reklam Arası”ndan sonra, ipini elinde tutanlarla ve içerde de seninle verdiğimiz Cumhurun 2. Şanlı dirilişi mücadelesinde kazanılan başarıdan dolayı çıldırıyor, akılsız ve hesapsız sağa sola saldırıyor zelil duruma düşüyorsun. Aklını başına almazsan daha da beter günler sana kucak açmış bekleşiyor...
Bir bak çevrene Cumhur düşmanlarının mahkum oldukları hazin son hep böyle olmuştur!..
Binden fazla yıllık merhamet medeniyetinden zor kullanarak gasp ettiğin 90 yıl için “Reklam Arası” gibi neşelilik çağrıştırma riski bulunan bir ifade kullanamıyor, anladığın dilden konuşarak “soysuzlaştırma” devresi diyorum!..
Not: 2013 yılından beri www.stargazete.com internet sitesinde günlük değerlendirmeler çerçevesinde yazmaya çalıştığım köşe yazılarım artık Star Gazetesi günlük basılı nüshasında da yayınlanacağını duyurmak isterim. Takdir edilen ömür içerisinde Hayra Motor, Şerre Fren olma gayretimizin hayırlara vesile olmasını kalemin gerçek sahibinden niyaz ederim!..