Sevgili dostlar, 2009 yılında bu konuyu TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun şu sözlerinden yola çıkarak ele almıştım “...Reel sektör ağlarken, bankacılık kesiminin yüzünün gülmesi ve mutlu olabilmesi mümkün değil. Bizlerin ağladığı bir dönemde bankalar çok mutlu ve büyük bir kar patlaması yaşıyorlar”...
Haklıydı, TOBB Başkanı sonuna kadar haklıydı ve birşeyler yapılması gerekiyordu... Haklıydı ama sonra SİVİL TOPLUM ADINA bu cümleler bir daha duyulmaz oldu!
Sevgili dostlar, Hisarcıklıoğlu’nun açıklamalarından devam edelim, bakın 2009’da ne diyor TOBB Başkanı;
“...her sektör kan kaybederken bugün bankacılık sektörü kâr patlaması yaşıyor. Ama kâr patlaması yaşamasının altında yatan neden şu; Bankada mevduatınıza en fazla yüzde 12-12.5 faiz veriyorlar. Şirketlere açılan kredilerde ise en sağlam olan şirkete yüzde 20, normal verilebilecek kişiye de yüzde 25 faiz uyguluyorlar. Tam yüzde 100 fark var. Böyle bir şey olmaz bu insafsızlık. Yüzde 12.5 ile mevduat toplayacak, yüzde 25 ile kredi vereceksin. Bunu kabul etmek mümkün değil. Eğer buradan hep beraber çıkacaksak, birlikte sorumluluğumuzu da bilmemiz lazım. Aslında bir bankacı olarak düşündüğünüz zaman yüzde 25 faizle kredi vermek dururken, neden yüzde 14’le devlete para satıyorlar. Çünkü paraya ihtiyacı olan daha güvenilir bir yer var. İşi sağlam gördükleri için hazine bonolarına yatırımı tercih ediyorlar. Şimdi de bize insafsızca yükleniyorlar. Devletin iç borçlanma ihtiyacının bu nedenle azaltılması lazım”...
Bu cümleler 2009 yılında TOBB adına konuşan Başkan’ın ağzından dökülüyor! Sonra pişman mı oluyor yoksa hala içinde bu fikirleri taşıyor mu bilmiyorum ama sonrasında KONUŞMAZ oluyor!! Belki de susturuluyor! SİVİL TOPLUM SUSUYOR, Siyasi Otorite daha doğrusu LİDER elinden geleni her türlü engellemeye, yalnız kalma pahasına rağmen yapıyor ve birçok düzenleme hayata geçiyor...
Sevgili dostlar, ÜRETİMİN ÖNÜNÜ açmanın tek yolu var; üreterek kazanılanı FİNANSAL OLARAK KAZANILANA ÜSTÜN KILMAK! Ülkelerin faiz sopasıyla dövülmesinin önünü YAPISAL ADIMLAR ile kesmek... Bu konuda her türlü riski göze alarak, lobilere karşı büyük savaşlar vererek RECEP TAYYİP ERDOĞAN büyük yol aldı ve bu ülkede faiz Mayıs 2013’de 4,61 seviyesini test etti. Bu tarih Gezi olaylarının başlamasından sadece birkaç gün öncesine denk geliyordu!
Sonuç: LİDER yolu açar, elinden geleni yapar! Fakat başta siyasi mekanizmalar, bürokrasi ve sivil toplum olmak üzere her kesim “bilinçlenerek” sürece katkıda bulunmalı ve en önemlisi SES VERMESİ gerekenler yüksek sesle kamuoyu önünde bunu dile getirmelidirler...
Son söz: Ben SORGULAMANIN yolunu en azından bu yazı ile bir adım atarak açtım... LİDER’in peşinde, yanında sağladığı başarıyı korumalı ve daha iyisi için çalışmalıyız...Korkmayın! Konuşun! Sorgulayın! Gerisi gelecektir...
Not: Sadece bu toprakların kanının 200 yıldır faiz yoluyla emilmesinde verdiği mücadele için bile Recep Tayyip Erdoğan’a bir vatandaş olarak sonsuz teşekkür etmek istiyorum. Lütfen her vatandaş, her makam sahibi bu yolda üstüne düşeni yapsın. Bu ülke bizim ve biz bu ülkeyi miras değil çocuklarımızdan ödünç aldık...