Muhalefet, hükümetin İstanbul Havalimanı, Avrasya Tüneli, Osman Gazi Köprüsü gibi abidevi eserlerini karalamak için 'yatırıma değil ranta karşıyız' diyerek gerçekleri çarpıtmaktadır.
Döviz üzerinden geçiş ücretlerinin belirlenmesi konusunda tutundukları dalın üzerine bir yığın asılsız bilgi ekleyerek Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı projelerini karalayıp iktidarı yıpratmaya çalışıyorlar.
Oysa o projelerin hepsi Türkiye'nin çıkarına olduğu gibi hiçbirinde de devlet zarara uğratılmamış aksine devlet kâr etmiştir.
"Kamu Özel İşbirliği Nedir?
Ülkelerin politikalarına ve hedeflerine göre yıllık altyapı harcamaları GSYİH'nın %2-%8 arasında değişmektedir. Ancak mevcut bütçe gelirleri bu yatırımların finansmanında yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle hükümetler altyapı yatırımlarının finansmanı için yeni yöntemler aramaya başlamıştır.
Bu yöntemlerin başında da Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) gelmektedir. "
Kamu-özel sektör işbirlikleri, özellikle gelişmekte olan ülkelerde ekonomik büyümeyi engelleyen altyapı açığını kapatmakta yardımcı olur.
Şu anda 134'ten fazla gelişmekte olan ülkede KÖİ kullanılıyorTürkiye de KÖİ sistemini kullanmaktadır.
Bu alanda en çok yatırım yapan ilk 3 ülke ise Birleşik Krallık, Avustralya ve Amerika Birleşik Devletleri'dir.
Türkiye, KÖİ yatırım hacmi sıralamasında (planlanan, ihalesi yapılan, sözleşmesi yapılan, yapım dönemi ve işletme döneminde bulunan projeleri kapsamaktadır) Dünya'da 13. sırada yer almaktadır.
ABD'nin bu yöntemle yürüttüğü proje sayısı 212, yatırım miktarı 148 milyar dolardır.
İngiltere'de proje sayısı 48, yatırım miktarı 133 milyar dolardır.
Muhalefetin çok eleştirdiği bu sistem ile Türkiye'de ulaştırma alanında 27 proje yürütülmekte ve yatırım miktarı 32 milyar dolardır.
Türkiye bu dev projeleri kasasından bir kuruş bile ödemeden hayata geçirmektedir.
Verilen garantiler gerçekleşmese dahi Türkiye kazançlıdır. Kaldı ki birçok projede garanti yakalanmış veya garanti sayısına yaklaşılmıştır.
İstanbul Havalimanı'ndan başlayalım.
Bakalım Türkiye zararda mıdır kârda mıdır?
Detaylara girmeden özetleyelim:
İstanbul Havalimanı'nı alan şirket 10,25 milyar avro yatırım yapmıştır.
İşletme süresi 25 yıl garanti süresi 12 yıldır. Dış hat yolcuları için garanti verilmiştir.
Garanti sayısının altında kalırsa eksiği devlet tamamlayacak fazla olursa fazlası devletin kasasına girecektir.
İlk yıl garanti fazlası olduğu için şirket devlete 22.45 milyon avro ödeme yapmıştır.
Ayrıca devlet, 25 yıllık işletme süresince görevli şirketten 20,1 Milyar avro değerinde bir kira geliri sağlayacaktır.
Şimdi söyleyin bakalım bu projeye kasasından kuruş çıkmadan sahip olan Türkiye kârda mıdır yoksa zararda mıdır?
İstanbul Havalimanı hem ekonomik hem de stratejik anlamda Türkiye için büyük çok büyük bir kazanım projesidir.
Zafer Havaalanı, Avrasya Tüneli, Osman Gazi Köprüsü, Kuzey Marmara ve diğerlerinin ne kadar kârlı bir proje olduğunu bir sonraki yazıda rakamlarla anlatmaya devam edeceğiz.